Haftalardır Doğu Akdeniz’de fosil yakıt arama faaliyetleri dolayısıyla yaşanan bölgesel bir askeri gerilimi tartışıp analiz etmeye çalışarak neler yaşanabileceğini düşünürken, “müjde” daha az sorunlu bir yerden, Karadeniz’den geldi!
Fosil yakıt kaynağı bulunması milyonlarca emekçi açısından hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Çıkarılacak kaynaklar ya özel bir fosil yakıt şirketine gidecek ya da devlet eliyle çıkarılırsa borç ödemelerine kaynak oluşturacak ki, o da eğer yolsuzluğa kurban gitmezse.
Şunu iyi bilmeliyiz ki;
Hava kirliliği açısından temiz olduğu söylenen doğalgaz, iklim değişimi açısından petrolden daha zararlı. Çünkü hem yandığında karbondioksit açığa çıkarıyor hem de doğalgaz kuyularından yüksek miktarda metan gazı çıkıyor. Metan ise karbondioksitten 86 kat daha fazla ısı tutan bir gaz.
Herkes iyi bilmelidir ki, iklim değişimi hepimizin hayatını zindana çevirecek.
Bu düşünceme, Tarım Bakanlığı'nın açıkladığı gıda raporundaki kuraklık riski, ülkedeki ekolojik tahribatı ve artan orman yangınlarını da ekleyin.
Ortaya çıkacak tablo hiç de içaçıcı olmaz değil mi ?
Ekolojik olarak sürdürülebilir olmayan bir üretim ve enerji sistemi milyonlarca insan için müjde olamaz. Ama, cebi dolacak bir avuç insan için olabilir...
Evet,
Cebi dolacak bir avuç insan kendi kendine müjde verebilir, versin. Biz, yani halk, kendileriyle mücadele edeceğiz.
Çünkü, mekçiye yine sefalet var...