Covid-19’un yarattığı gerçek istihdam kaybı ve buna bağlı olarak artan işsizlik, emekçilerin ödediği bedelin çok ağır olduğunu gösteriyor.
Bu tespiti, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi'nin (DİSK-AR), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yöntemini esas alarak yaptığı hesaplamalar ortaya koyuyor.
Buna göre;
Covid-19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Mayıs ayında 17.2 milyona yükseldi. Gerçek işsizlik oranı ise yüzde 50 olarak hesaplandı.
Rapor, TÜİK’in açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un yarattığı depremi yansıtmaktan oldukça uzak olduğu için, “TÜİK’in yöntemine göre, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Bugüne kadar 3.5 milyon işçi kısa çalışma ödeneği ve 1.8 milyon işçi de ücretsiz izin ödeneği (nakdi ücret desteği) aldı. İŞKUR bu kişileri işsiz saymadı” ifadelerine yer veriyor.
Daha ne denilebilir ki ?
Türkiye'nin, tarihin en büyük istihdam daralması ve iş kaybını yaşadığını gösteren raporda yer alan ayrıntılara bakalım biraz. (En azından bir bölümüne)
-TÜİK verilerine göre iş gücü son bir yılda 2 milyon 742 bin azalarak 32 milyon 426 binden 29 milyon 684 bine geriledi.
-İstihdam mayıs 2019-mayıs 2020 arasında 2 milyon 411 bin azalarak 28 milyon 269 binden 25 milyon 858 bine düştü.
-Mayıs 2019’da 26 milyon 961 bin olan istihdam içinde olup işbaşında olanların sayısı 6 milyon 474 bin kişi azalarak 20 milyon 487 bin oldu.
-İşbaşında olmayanların sayısı ise son bir yılda 4 milyon 63 bin kişi artarak 1 milyon 308 binden 5 milyon 371 bine yükseldi.
İşsizlik oranlarına gelince...
-Covid-19 nedeniyle meydana gelen eş değer iş kaybı 8.6 milyon olarak gerçekleşti. Mayıs 2020’ye göre revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı (Tam zamanlı istihdam kaybı dahil) Mayıs 2019’a göre 7 milyon 123 bin artarak 17 milyon 237 bine yükseldi.
-34 milyon 508 bin olarak hesaplanan geniş iş gücüne göre revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik (İstihdam kaybı dahil) oranı ise yüzde 50 olarak hesaplandı.
Tabi, bir de ücretsiz izinler meselesi var...
Ücretsiz izin uygulamalarının başlamasıyla birlikte beklendiği üzere işbaşında olanların sayısında ciddi düşüşler meydana geldi.
İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 6 milyon 474 bin azaldı. Mayıs 2019’da 26 milyon 961 bin olan işbaşında olanların sayısı Mayıs 2020’de 20 milyon 487 bine geriledi. İşbaşında olanların toplam sayısı son bir yılda yüzde 24, erkeklerin sayısı yüzde 20.6 ve kadınların sayısı yüzde 27 azaldı.
Ve çalışma saatleri...
Kısa çalışmanın ve ücretsiz izin uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte çalışma saatlerinde de bir düşüş meydana geldi.
Mayıs 2019’da 44.5 saat olan işbaşında olanların haftalık ortalama çalışma süresi, Mayıs 2020’de 39.7’e geriledi. Son bir yılda haftalık fiili çalışılan ortalama süre toplamda yüzde 10.8, erkeklerde yüzde 11.7 ve kadınlarda yüzde 9.6 oranında düştü.
İş gücüne dahil olmayanlar kategorisinde olan ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve de ümitsizlerin sayısında patlama yaşandığı görülüyor.
İş aramayıp çalışmaya hazır olanlar son bir yılda 1 milyon 618 bin artarken, ümitsizlerde 800 bin kişilik bir artış yaşandı.
Ne tablo değil mi ?
Yazarken bile yoran, okurken ise daha fazla karamsarlığa yol açabileceğini düşündüğüm bu Veriler, ne yazık ki gerçek.
Başlıkta da belirttiğim üzere, bedel gittikçe ağırlaşıyor. Bu süreç, yükü taşınmaz hale getiriyor.
Bu unutulmamalı...