16 Aralık Çarşamba
Saat sabahın 03.15’i…
“Her gün ekşın.. her gün ekşın. Ne bu ya” diye ev ofis tamamlamayı düşündüğüm bir salı gününün öğlen saatlerinden sonrası yine fena halde ekşın..
Yarın KBB Meclisi’nin Gebze Askeri kışladaki projesinin de karara bağlanacağı aralık ayı toplantısı. Gebze dar geldi, İzmit’te ekşın.
Malum süreçten ötürü üstelik virüsün adeta bu kadar üstüne üstüne giderken yine de tedbirli olmak lazım.
Bazen düşünmüyor değilim: Ben mi virüsten kaçıyorum, virüs mü benden. Tereddütlerdeyim.
Özellikle ikinci dalga sonrası o kadar yakın çevreme kadar bulaşıpta şahsıma bulaşmaması tedbirli olmamdan ötürü mü, yoksa virüs belaya bulaşmak istemiyor, seçici mi davranıyor. Kuşkulardayım.
Bugüne de, “Ev ofis tamamlarım umarım” diye başladım. Hakkımızda hayırlısı!
**
Yaşam felsefem genelde, hayatın fazla ciddiye alınmayacağı üzerine kurulu.
En sevdiğim sol racon ise, “En devrimci eylem biçimi, gülmek” ve uygulamak.
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’ün dünkü açıklamasına ne ad koyayım, ben de anlamadım ama Büyükgöz de hala adlandıramadı galiba.
Toplantıya çağrı “ivedi” sıfatıyla basın toplantısı diye yapıldı.
Başkan Büyükgöz sözlerine, “Bu bir basın açıklamasıdır” diye başladı.
Toplantı sonrası sosyal medya paylaşımında toplantıya tanımı; “Basın toplantısı.”
Naçizane mesleğin içinde yer alan biri olarak, soran olabilir hemen izah edeyim.
Basın toplantısı ile basın açıklaması kesinlikle aynı değildir.
Toplantı; interaktiftir. Basından soru alınır.
Açıklama.. Açık veya kapalı alanda, soru alınmaz.
İlle de sorusu olan gazeteci varsa, basın açıklaması bittikten sonra şansını zorlar.
Başkan Büyükgöz’ün açıklamaları sonrası adeta “pazarlık”a girerek iki soru yöneltebildim. (Büyükgöz’ün şahsi hesabından yaptığı video paylaşımında var.)
Birer kelimeyle yanıtladı. (Büyükgöz’ün şahsi hesabından yaptığı video paylaşımında yok çünkü tam soruları yönelttiğim anda, pil bitmiş!)
**
İki sorumda Dışarıdaki Patiler’e yüklendiği detayla ilgiliydi.
Grubun 10 gün önce Gebze Belediyesi’ne atarlandığı bir açıklaması doğal bir şekilde üyeler tarafından zaten paylaşılıyor.
Ama şöyle bir vaka da yaşanıyor süreç içinde.
İzmit Belediyesi’nde, Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet tarafından da kabullenilen, üzerine gidilen ve hayvanseverlerden özür de dilenen sokak köpeklerine yönelik katliam Gebze’de de çok sayıda AKP’li tarafından sosyal medyada, CHP karşıtı propaganda olarak paylaşılıyor.
Doğru tanımı: Sokak köpeklerinin üstelik katledilmişleri, siyasete alet ediliyor.
Bir yanlışın bir doğruyu tetiklediği nerede görülmüş.
Dışarıdaki Patiler’in 10 gün önce sosyal medya ile sınırlı tuttuğu Gebze Belediyesi aleyhindeki bir açıklaması da Gebze’de çok sayıda CHP’li tarafından AKP karşıtı propaganda olarak paylaşılıyor.
Büyükgöz de açıklamayı yalanlama ile yetinmeyip diğer vakadan Dışarıdaki Patiler’i sorumlu tutup, siyasete bulaştıklarını iddia ediyor.
Şimdi iki örneği alt alta koyduk.
İkincisini ilki tetiklemiş olsa dahi; her ikisinin de yanlış olduğunu söyleyebilecek AKP’li veya CHP’li… Kaç kişi var?
**
Zinnur Büyükgöz’ün tezatlıklarla dolu basın açıklaması/toplantısı esnasında tepki gösterdiği diğer konu Kocaeli Valiliği’ne şahsını da bağlayan soruşturma talebi oldu.
Eline belgesini aldı. Yazılı tarafını bir türlü basının olduğu yere çevirmiyor.
Gizli kapaklı yani meslek tabiriyle “Paparizzi” işi değil..
Aleni şekilde toplantı divanının arkasına geçip fotoğrafladım.
Söz konusu tepkinin içeriğine hiç değinmedi. Son iki kelimesindeki ifade biçimine taktı:
“Sayın Vali’ye öyle mi hitap edilirmiş?”
İyi de Sayın Başkan..
İçeriğiyle ilgili, şahsınızı ve kurumunuzu bağlayan detayıyla ilgili tek kelime etmeden..
Doğrudur yanlıştır ayrı mesele.
Kurum olarak Kocaeli Valiliği’ni, şahıs olarak Sayın Vali’yi bağlayan bir detaya atar gider niye?
İkinci sorum, bir üstteki cümle değildi?
“Valiliğe şikâyet belgesinde farklı bir isim yazılı. Dışarıdaki Patiler’le ilgisi ne?”
Tek, iki kelime: “İlişkileri var.”
Büyükgöz doğru mu söylüyor. Evet.
Dışarıdaki Patiler de doğruladı: “İlişkimiz var.”
Dışarıdaki Patiler’e gayri ihtiyari sordum: “10 gün önce de açıklamanız olmuş. Bu sefer bana/bize gelmedi.”
Yanıt: “Başını ağrıtmak istemedik…”
Yorumsuz geçmek istedim. Ama yazmasam da olmaz…
Mesleğimiz, mesleğin hakkını vererek yapabilmemiz veya yapmamız durumunda, ‘Muhalif’ bir meslektir.
Muhalifliğimiz; genelde veya yerelde iktidar farkı gözetmeksizin, süresizdir.
Sadece iktidarlara değil yeri gelir ana muhalefete, muhalefete de muhalifizdir.
Gerek haber gerekse yorumlarımız içerik itibariyle birilerini kızdırır, üzer, isyan ettirir..
Bizi ahlaken ve hukuken bağlayan yönü, “Yalanlayabiliyor musun?”
Yalanla. Yetinmedin mi? Sonuna kadar hakkın var. Gebze Adliyesi, yeni yerinde.
Yanıt hakkın evrensel bir haktır. Yeter ki konuş, açıkla. Yer verilmezse, yerin dibine batır!
Ama..
Mikromilliyetçi ve akrabalıklar üzerinden haberin bağımsızlığı veya özgürlüğüne dokunma!
Bugün kendini merkeze alarak, sözüm ona koruyarak önüne geçtiğin özgür ve bağımsız habercilik..
Burası Türkiye.. Yarın meramını anlatacak yazacak gazeteci bulamamaktan yakındığın bir vaka olabilir.
Bindiğin dalı kesme, ateşle oynama.
Bana gelince…
İkinci bir heyetle üstelik “Solcu” geçinen hemşerinizle üç kişi de kesmez 61 kişiyle gelseniz ne gam.
Bu meslekte duruşumdan sebep çok bedel ödedim. Hepsinin üstesinden geldim, yine gelirim. Ne gam!
7/24.. Gemileri yakmış haldeyim. Ne gam…
**
700 bandını geçtim.
Bir zahmet, bağlayayım.
Büyükgöz’ün basın açıklaması yarınki KBB Meclisi öncesi Gebze’nin asıl gündemini dağıtma hamlesidir.
Kendisi de söylemektedir: CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Gebze’ye köpek bırakırken ilk defa sobelenmemiştir. Bugüne kadar iyi niyet gösteren Gebze Belediyesi’ne gına, kaderin cilvesine bakın ki tam da bu süreçte gelmiştir.
Ama Büyükgöz tepkisinde haklı mıdır?
Yerden göğe kadar haklıdır.
Sokak köpeklerinin üstelik ölmüşlerinin bile memleketin “kirli siyaseti”ne bu derece alet edilmesine yanarım.
Sonra da hayatı fazla ciddiye almamak gerekir.
Video kayıtlarını dinledim. Galiba o köpekleri Çanakkale, Tekirdağ’a; Tekirdağ, İstanbul’a; İstanbul, Gebze/Kocaeli’ye… bırakmış.
Zincir halkası uzarsa; Kartepe veya Kandıra’dan Sakarya’ya… oradan Düzce, Bolu, Ankara…
Elin iti ‘otostopla’ üstelik beleşten Türkiye’yi geziyor..
Belediye başkanları da görsellere göre, elleriyle besliyor. Hayvanseverlere ne hacet!
Biz de Gebze’de tutturmuşuz bir askeri kışla; neleri tartışıyoruz.
Türkiye’de hayatı fazla ciddiye almamak lazım!