Bile bile kaç kere aynı kabuğu zırh bilebilr insan. Bir yanımız sonu olmayan bir derya içinde boğulmaktan yorulup kalakalıyor.. Deryanın içinde saklı kalan yolların ise canı sağolsun. Meşrulaştırılan kırgınlıkların, kayıpların kısaca tahriplerin bir zafer edası ile ne alâ kutluyor olması büküyor tüm canlar ve bir parças daha eksiliyor puzzledan. Resmin bütününe bakınca ne kadar harika yaratıklarız öyle değil mim? Mükemmeliz, yardımseveriz, asla almayız veririz. Can olur adımlarımızın dört bir yanı.
Detay .. Hani nerede zoom out ? İnsanlığımızı bile otomatik ayarda yaşamayı yeğliyoruz. Manual hep bir külfet değil mi ? Ayrıca, kaçar adımlar korkak yanlarımız ile uzaklaşıyoruz. İşimize gelmediğinden.
Emeği, vefayı, güveni daha kere süründüreceğiz bilinmez.. En büyük sır budur hem öyle değil mi? Buna sığınıyor ve bundan güç alıyoruz. Kimin umrundaki.. Bu detay bu plan bu ayar bu kontrast kimin umurunda ..!
Güneş doğuyor batıyor, bulut yağmur oluyor ama hiçbirimiz kime düşüyor kime afet oluyor vs vs .. Seni cezalandırmaz bunları terazide tartıyor olmak.. Seni sen yapam kaçıncı kıtal olgudan sırf auto daha cevap diye kaçar adımlar ile uzaklaştın, ki inan bana hatırlamıyorsun. Ya bir çaylaktın ya da bir tohum.. Ustan doğruysa yanlışlıkla olsan doğrudan farkına bile varmadın. Bu içindeki inançtan ileri geliyordu, bakınız unutmayınız.. Tohumdun can suyun çok geldi tutunamadın toprağına peki ya seni düşünen bir güneşin olduğunu ne çabuk unuttun ?
Olmayın efendim, bile bile göre göre kör olmayın. Uzak durun.. Şaşı olmak ile kıl payındaki şansa tutunun.. Köre yüzünüzü, sağıra sözünüzü göstermek duyurnak için uğraşmayın.. Gelsin evveli, ahlinin karşınıza otursun. Zira destur alsın kınınızdan, unutulmadığını ve bundan sebep cenk alayında olduğunu görsün buyursun.