ÇED toplantısında siyasi parti olarak tavırlarını ortaya koyacaklarını belirten Aydemir ayrıca başta çevre eylemleriyle bir dönem ülkemizde dahi adını duyuran ancak günümüzde yokları oynayan EKOSDER dahil olmak üzere ilçede sivil toplum örgütü kalmadığını kaydetti. Aydemir şöyle devam etti:
ERCAN GÜNEŞ ŞİMDİ SATIN ALMACI
Daha önce dernekler federasyonu başkanlığını yapan bir arkadaş vardı, Ercan Güneş. Şimdi gitti belediyede koordinatör oldu. Ondan sonra biraz daha yükselip satın almacı oldu. EKOSDER’in başındaki arkadaşı şimdi İSU’ya aldılar, EKOSDER tarih oldu. Kusura bakmasınlar, biz onlara rağmen çevresel sorunlara müsaade etmiyor, sahaya iniyoruz. Vatandaşlık görevimizi yapacağız. Siyasetin ve vatandaşın bize yüklediği sorumluluk gereği şunu söyleyeyim: Biz (Dilovası ittifak) yerel seçimde onlardan 450 oy eksik almışız. Yani iktidarın alternatifiyiz.
“ÇEVRECİ” BAŞKAN CEBECİ
BİZİ POLİSE İHBAR ETTİ
Dilovası’nda STK nasıl kalsın, örnek veriyorum. Adatepe civarında başkanlığını Ahmet Cebeci’nin yaptığı bir çevre derneği var. Biz o civarda kurulacak tanklara karşı, dört siyasi partinin ilçe başkanı olarak basın açıklaması gerçekleştirmiştik. Biz o harekete geçerken o arkadaş polisi aradı. Çevik kuvvet çağırdı. Gittiğimizde, İlçe Emniyet Müdürümüz dâhil herkes işin başında, bizi o alana sokmadılar. Onun sebebi de dernek başkanı bir belge uydurmuş: ‘Ben burayı kiraladım, bitkiler ezilmesin, bilmem ne olmasın.’
NEYİN BİTKİSİNİ EZECEĞİZ
4-5 kişi gitmişiz. Neyin bitkisini ezeceğiz? Araçla geçmiyoruz, bir şeyle geçmiyoruz. Orada da öyle bir engellemeyle karşılaştık, o da öyle uğraşıyor. Ama siyasetin bize yüklemiş olduğu bir misyon var. Biz onun daha fazla üzerine gidemeyiz. Belli bir yere kadar biz götürürüz ama bir yerde tıkanıp kalıyoruz. Bugün burası bir keşke bir Darıca, Karamürsel gibi duyarlı olsaydı.
TOPLANTININ İLANI DİLOVASI’NA
GELMEYEN GAZETEYE VERİLDİ
Yine aynı tanklara dair iki senece önce ÇED toplantısı gerçekleşmişti. O toplantının iki püf noktası var. ÇED toplantısına dair yerel basına vermeleri gereken ilan için Dilovası’nda dağıtımı olmayan, Anadolu baskılı bir gazeteyi tercih ediyorlar. Ruhsatı da şöyle aldılar: ‘Orası deprem veya doğasal bir olayla karşılaştığımızda burası söndürme görevi yapacak. Biz bunları köpükle doldurup olası yangına müdahalede bulunacağız.’
YALAN SÖYLEDİLER
Ama tanklar bittiği zaman, bittikten sonra o köpük görevini yapacak davanın akıbeti bitiyor. Sonra hemen kimyasala dönüyor. Tüm söyledikleri yalan. Daha önce de bu şekilde davranıp ruhsatı almışlar. Kuvvetle muhtemel aynı şekilde yapılacak olan 20 tank var. Onları tek tek topladılar ve inşaatları başlayacak. Belediyemizin kontrolünde başlayacak.
TANKLARIN MÜTEAHHİDİ HAMZA ŞAYİR
Belediyenin o tanklara dair tutumunda siyaset ticaret ilişkisi de var. Belediye başkanımız önceki tankların müteahhidi. Başkan Şayir işi alırken belediye başkanı değildi ama sürdürüyorsa, var. Kaldı ki o toplantıya katılmaması da bunun emaresi. Ruhsatını sen veriyorsun, yetkili sensin. ÇED toplantısında masaya, ‘Belediye başkanı’ diye bir isimlik konuluyor. Ama halk adına sen orada yoksun. Bir kere vicdanlı bir belediye başkanı, ‘Yeter artık sanayiye doyduk’ diyebilmeli. Burası kimyasalı falan kaldırmaz.
20 BÜYÜK BOMBA GELİYOR
Dilovalılar’ı bir kez daha uyarıyorum. 20 büyük bomba geliyor. Bir memleketi yok eder o bombalar. Ama adamlar, ‘Bana ne. Umurumda değil. Ben parayı bulurum. Görevim bittiğinde gider başka yerde yaşarım’ düşüncesindeler. Allah için kimsenin burada elini taşın altına koyduğunu görmedim çünkü rant var. Biz de elimizden geleni yapıyoruz, rantlarına çomak sokmak için. Hep vatandaşlarımızın yanında olmak için yapıyoruz. (Haber Merkezi)