Merkez Bankası, politika faizi oranını değiştirmeyerek yüzde 50’de sabit tuttu. Merkez Bankası’nın kararını değerlendiren Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özer, faiz silahının enflasyon için kalıcı bir düşüş eğilimi getirmediğini belirterek sonraki aşama olarak ekonomik daralmayı işaret etti.
Prof. Dr. Mustafa Özer, Merkez Bankası’nın açıkladığı ağustos ayı faiz kararını Elips Haber'den Deniz Dalgıç'a değerlendirdi. Politika faizinin yüzde 50’de sabit tutulmasının piyasaların beklediği bir karar olduğunu belirten Özer, “Tek başına faiz artırmanın enflasyonla mücadelede yeterli olmayacağı gerçeği artık Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu raporlarına yansımış vaziyette” ifadelerini kullandı.
“UYGULANAN PROGRAM PİYASALARI İKNA EDEMİYOR”
Bu durumun kanıtlarını iki farklı açıdan açıklayan Özer, “Birincisi, sürekli aynı riskleri biliyorsunuz. Referans veriyorlar. Diyorlar ki ‘Örneğin mal enflasyonu düşerken hizmet enflasyonunda iyileşme olmasına rağmen yüksek seyirde katılık devam ediyor’. Bu son derece önemli. Enflasyon beklentilerini bir türlü kendi enflasyon beklentilerine yaklaştıramıyorlar. Enflasyon beklentisinin yılsonu kendi enflasyon beklentilerine yakınsanmamasının nedeni piyasaları uygulanan program konusunda ya da alınan kararlar doğrultusunda yeterli ikna edemediği anlamına geliyor” dedi.
“EKONOMİDE DARALMA BEKLENİYOR”
Enflasyonda kalıcı bir düşüş eğiliminin olmadığını söyleyen Özer, “İkinci önemli nokta, faiz silahı ile belli ki enflasyonda kalıcı bir düşüş eğilimi yok. Riskler ortada. Bunu ben değil Para Politikası Kurulu raporu söylüyor. ‘Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri ve jeopolitik gelişmeler enflasyonist riskleri canlı tutmaktadır.’ Burada politika faizi arttırılarak; bunun kredi faizi, mevduat faizi ve tahvil faizlerine geçiştirilmesiyle ekonomide beklenen ya da amaçlanan soğuma yaratılmış durumda değil. Bir sonraki aşamaya geçilmiş gibi görünüyor. Bu aşamadan sonra artık ekonomide ciddi şekilde daralma oluşması gerekiyor. O nedenle de son günlerde ciddi bir stagflasyon tartışmaları var” diye konuştu.
“FAİZ İNDİRİMİ GÜNDEME YOK”
Özer, sözlerine şöyle devam etti:
“Tabii burada işin ironik tarafı bu politikaların uygulanması gerektiğini söyleyen akademik, politika çevreleri veya piyasa çevreleri şimdi aynı politikalar nedeniyle bir stagflasyon tehlikesinden söz ediyorlar. Zaten bu tür para politikası bu ya da politika faizine bağlı olarak Ortodoks denilen politikalar eninde sonunda ekonomide çok ciddi bir daralma yaratır. Önemli olan ‘Bundan sonra bu daralma bile yetecek mi?’ sorusunu beraberinde getirir. Dolayısıyla burada benim anladığım kadarıyla sıkı para politikası duruşu sürdürülecek ve yakın bir gelecekte benim kadarıyla bir faiz indiriminin söz konusu olamayacak. Kurul raporunda ‘Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır’ deniliyor. Bu da şunu gösteriyor ki yakın zamanda faiz indirimi söz konusu değil ve en önemlisi de sterilizasyon araçları da etkin bir şekilde kullanmaya devam edecek diyor. Çünkü bir taraftan da siz rezervleri arttırmak için sürekli TL sürüyorsunuz piyasaya. Bu artan para arzı da her zaman enflasyonist etkiler yaratır.”