2016-2017 Eğitim Öğretim Yılı geçtiğimiz hafta bitti. Eğitim-Sen bu yıla ilişkin hazırladığı “Eğitimin Durumu” raporunda MEB’ bağlı okullarda ve üniversitelerde yaşanan ihraçların en çok eğitim sistemini vurduğuna dikkat çekti. Kitlesel ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle 1,5 milyonu aşkın öğrencinin öğretmensiz kaldığı, bazı üniversite ve fakültelerde eğitimin durma noktasına geldiği vurgulanan bir rapor sundu.
Raporu okuyan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, darbe girişimi sonrasında çıkarılan OHAL kararnameleriyle Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde çalışan 33 bin 128 öğretmen, 5 bin 318 akademisyen ve 1194 idari personelin tamamen siyasi ve idari kararlar ve tasarruflarla, ne ile suçlandıklarını bile bilmeden ve savunma hakkı bile tanınmadan kamu görevinden ihraç edildiğini dile getirdi.
Aynı dönemde 24 bin 490 öğretmenin yine hukuksuz bir şekilde açığa alındığını ve açığa alınan öğretmenlerden 16 bin 759’unun (10 bin 470’i Eğitim Sen üyesi) aylarca okullarından ve öğrencilerinden uzaklaştırıldıktan sonra görevlerine iade edildiğini belirten Aydoğan, darbe ile mücadele adı altında başlatılan ihraç operasyonlarının kısa sürede hükümetin uygulamalarına karşı çıkan, laik, bilimsel ve anadilinde eğitimi savunan emekçilere yöneldiğini ifade etti.
Eğitimde ve üniversitelerde yaşanan ihraçların en çok eğitim sistemini vurduğuna dikkat çeken Aytekin, okullarda ihraç edilen öğretmenlerin öğrenciler ve velilerin ciddi mağduriyetler yaşadığını kaydetti. Benzer bir şekilde bazı üniversite ve fakültelerde yaşanan toplu ihraçlar nedeniyle eğitim-öğretim durma aşamasına geldiğini vurgulayan Aydoğan, çok sayıda bölümün hocasız kaldığını, lisansüstü tezlerinin yürütülemez hale geldiğini söyledi.
2016-2017 eğitim öğretim yılında en büyük travmayı öğretmenleri, anne-babaları haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen çocuklar yaşamıştır. Yüz binlerce çocuk; çaresizlik, utanç, suçluluk, ürkeklik-korkaklık, endişe, öfke, kırılganlık, güvensizlik, değersizlik, anlamsızlık vs. gibi olumsuz duygularla baş etmeye çalışarak eğitim hayatlarını sürdürmeye çalışmıştır. Özellikle ebeveynleri kamudan ihraç edilen ve örgün eğitim içinde yer alan çocuklar için, okul idareleri ve rehberlik servisleri herhangi bir çalışma yapmayarak yaşanan psikolojik tahribatın daha da büyümesine neden olmuşlardır” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunan Aydoğan, toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesini istedi. Bunun için öncelikle hiçbir öğrencinin not ya da baskı altında kalmadan kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, hangi alanda okuyacağına kendisinin karar vereceği bir eğitim sistemi oluşturulması gerektiğini vurgulayan Aydoğan, öğrenci ve velilerle birlikte kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
2016-2017 eğitim öğretim yılı böyle geçti. 2017-2018 eğitim öğretim yılı’nın ise çokta farklı olmayacağı anlaşılıyor. Fakat gelecek yılda eğitim de en büyük güvencemiz Eğitim-Sen olmaya devam ediyor.