Bir halkın kültür eğitim düzeyinin bilinmesi açısından vereceğim örnek iyi bir örnektir sanıyorum; Bayburt’un vilayet oluşunu kutlamak için bir sinema salonunda cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası bir konser verir, üç saat boyunca Mozart, Beethoven ve Çaykovski’den parçalar çalınır. Bir basın mensubu konser sonu izleyenlere konseri nasıl bulduklarını sorar ahali hep bir ağızdan “Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmemiştir.” demişler. Eğitim ve kültür bakımından alt yapısı olmayan insanlardan bu sözden başka ne bekleyebilirsiniz? Bayburtluların bu sözü tarihe geçmiştir. Cumhuriyeti kuranlar ne yazık ki sistemin kültür ve eğitim açısından alt yapısını tam olarak oluşturmamışlardı. Rusya’da onca zahmetlere karşın kurulan işçi sınıfı iktidarı kültürel ve sosyal alt yapısı olmadığı için kısa sürede yıkıldı. Kurdukları iktidarı koruyamadılar, bu eğitim ve kültür anlamında büyük bir trajedidir. Eğitim, çocuklara okuma yazmayı öğretmekle olmuyor bunun adı eğitim değildir. Halkın haklarına sahip çıkması ve özgür olması ülkelerinin bağımsızlığını korumasıdır. Eğitim bu anlamda müzik ve felsefe alanında da çok önemlidir. Yaşamın içinde hiçbir bakış hiçbir söz müzik kadar insanın içine hemen işlemez ve ruhuna iyi gelmez. İyi eğitim almış kültürel altyapısı olan herkes müziğin insana kattığı bu şifayı hemen sezebilir. Bu yüzdendir ki tımarhanelerde hastalara müzik tedavisi uygularlar. Müziğin sadece ruhsal açıdan değil bedensel açıdan da insana çok büyük faydası vardır. Bir kelebek kanadı hassasiyetiyle insanın bedenine dokunur. Özellikle de bir piyano eşliğinde dinliyorsanız tarlanızı müzik eşliğinde ekiyor biçiyor ve harmanınızı dövüyorsanız, bir fabrikada çalışırken iyi bir müzik dinliyorsanız yaptığınız işten müthiş keyif alırsınız. Tolstoy’un ‘Savaş ve Barış’ isimli eserinde bir av sahnesi vardır. Büyük mülkleri olan bir adam avdan döner istirahat için odasına çekilir, hizmetçilerinin odasından ruhunu yellendiren bir müzik sesi gelir ve kulaklarına çok etkilenir. Hizmetçilerin odasına gider ve onların odasında müzik eşliğinde dans eder. Müziğin gücü böyledir, yaşamın içinde sosyal kültürel farklılıkları ortadan kaldıran en güçlü sanat müziktir. Aynı şeyi gittiğimiz konserlerde de görürüz yüzlerce insan hep birden heyecanlanır, söylenen şarkıya eşlik ederler, ağlanması gereken yerde ağlar gülmesi gereken yerde gülerler. Yakın bir zamanda kimi belediyeler önce izin verip sonra izin verdiği konserleri iptal ettiler. Bu insanların mantıklarını anlamak çok zor azıcık müzik bilinci olan insan böyle kötü işler yapmaz. Hastanelerde doktorları darp edenler, sokakta eşlerini öldürenler, büyüklere ve kadınlara saygı göstermeyenler, çocukları sevmeyenler inanın ülkemizin en eğitimsiz ve en cahil insanlarıdır. Öğretmenlerin önemsizleştirildiği ve doktorların darp edildiği bir ülkeden eğitimden kesinlikle söz edilmez. Bilinen dillerin dışında bir elitlerin dili bir kadınların dili ve bir de cahillerin konuştuğu dil vardır. Elitlerin dilini zaten anlamıyoruz onlar da halk anlamasın diye böyle bir dille konuşuyorlar, kibirli ve tepeden bakan bir dil. Kadınların dili dillerin içinde en anlaşılmaz dildir, konuştukları dili kendileri bile anlamazlar. Bütün bu dillerin içinde en tehlikeli ve en çirkin olanı cahillerin dilidir, bu cahilliğin altında eğitim sorunu vardır. Tarih boyunca cahillerin yaptığı hiçbir işten topluma bir fayda gelmemiştir gelmez de. Zaten bu cahillik yüzünden tabiatı mahvettik, denizleri kirlettik, ormanları yaktık, edebiyatı, sanatı ve bilimi kendi ekseninden çıkardık, kendi özümüzü terk edip ipsiz sapsız kimseleri taklit etmeye başladık.