Hem kel hem fodul misali...
Ben gerçek eğitimi , pencerelere benzetirim.
Akıl ufkunu genişleten...
Bir çok manzarası olur dimağın.
Olumlu, olumsuzu ayıramaz önceleri ama deneye yanıla, o pencerelerden baka baka ayırt eder olması gerekeni.
Padişah, baş vezire sormuş:
“Eğitim mi önemli, karakter mi?”
Vezir hemen cevap vermiş:
“Karakter önemlidir sultanım”
Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş:
“Duyduk duymadık demeyin... En iyi hayvan eğiticisine 100 altın ödül verilecek.”
Bir eğitici huzura çıkmış. Padişah sormuş:
“Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?”
“Altı ayda öğretirim padişahım”
Altı ay dolmuş. Eğitici huzura alınmış. Padişah sormuş:
“Öğrettin mi?”
“Öğrettim padişahım”
Saray erkânı toplanmış. Hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş:
“Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?”
Vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fareyi yere bırakmış.
Kedi, fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış.
Altı aylık eğitim de boşa gitmiş.
Vezir, padişahın sorusuna cevap vermiş:
“Karakter önemlidir padişahım.
Katılmıyorum tam olarak bu mesele ben.
Gerçek eğitim ile sözde eğitim ayırt edilmesi gibi ince bir çizgi var burada.
Gerçek eğitim ne demek?
Sözde eğitim ne demek?
Eminim en iyi şekilde ayırt edebilecek pencerelerimiz var artık bizim.
İnadına u-mutlu günlerimize...