Hasanoğlu köy enstitüsünden mezun olmuş bir öğretmen anılarında okuldaki ilk gününü şöyle anlatır okula gittiğim ilk günü hayatım boyunca hiç unutamadım o gün hamam günüydü bizi hamama götürdüler elimize birer mis kokulu sabun sarınmamız için birer peştemal ve havlu verdiler sımsıcak bir hamamdı hayalimdeki saraya girmiş gibiydim kornaların birinden sıcak birinden soğuk sular akıyordu o güne kadar köyümde hep ahırda yıkanmıştım yıkanırken ya inek ya öküzlerden biri mutlaka kuyruğunu vurmuştu o da olmasa bile annem yıkarken mutlaka rahat dur diye sırtıma vururdu ya da keçiler suratımı yalardı sonra terziye götürdüler yazlık kışlık birer takım elbise ölçülerimiz alındı sırtıma kolalı bir gömlek takım elbise altına ayağıma parıl parıl parlayan bir çift ayakkabı verdiler inanın aynanın karşısında kendimi tanıyamadım ben kimim niye gelmişim buraya başıma ne gelecek diye büyük şaşkınlık geçirmiştim biraz sonra kendime gelip beni bu hale eğitim getirdi diye düşünmüştüm sevgili okurlar eğitim diye diye dilimizde tüy bitti insanı insanlaştıran yeryüzündeki diğer insanlarla ortak hedeflere koşturan doğayla başa çıkmamıza yarayan en önemli gerçeğimiz eğitimdir eğitimsizliğimiz yüzünden yaralarını daha saramadığımız ülkece başımıza gelen depremde gördük insanı insanlaştıran en başta edebiyat sanat felsefe yani eğitimdir toplumun büyük bir kesimi için hiçbir şey ifade etmese de ya da yasadışı gibi algılansa da eğitimden başka hiçbir şey bizi doğayla mücadele edecek hale getiremez eğitimin bu kadar önemli olduğu yerde ne yazık ki para bizim için eğitimden çok daha ön sıralardadır para ve paranın getirdiği zafiyetler yüzünden toplum olarak çok büyük yaralar aldık nasıl mantıksa Kİ mantığımızda bozuldu bu yüzden çoğu insanımız parası olmayana selam bile vermiyorlar onlar için para bütün değerlerin üstüne çıkmış durumda eğitimsizliğimizin sebeplerinden biri de ne yazık ki sansür isimli bir deli gömleğidir eğitimle sanatla bilimle edebiyatla yaratılan bütün güzelliklere bu sansür engel olmaktadır bu yüzden de ne yazık ki edebiyat sanat bizde bir tür hobi ve zaman geçirme aracı olarak görülüyor bu seksen yıldır böyledir haklarını vermek lazım seksen yıldır da bu ülkede halkın aydınlanması için her türlü kötülüğe rağmen yazan çizen zamanını ve bilgisini halka sunmaya çalışan insanlar var meydanda kahvelerde trende otobüslerde konuştuğum insanların çoğu hayatın adaletsizliğinden söz ederler ama bu adaletin gelmesi için çaba harcamazlar çünkü bu çabayı gösterecek eğitimden yoksundur insanlarımız hayat adaletli olsun eşitlik olsun demokrasi olsun imtihanlarda sorulan sorular bileğimiz yerlerden çıksın yaaaa!! Hayatta böyle bir şey yok ki ekmeden biçmeden terlemeden emek vermeden kimin karnı duyabilir has doyanlar yok mu var elbette hayat zor doğa zalim dikkat ederseniz güllerin çiçeklerin çevirisini hep dikenler kaplamıştır o güllere ulaşmak için dikenleri ellerinizle yolmanız gerekir acı da verse öyledir güllere ulaşmak istiyorsanız o güllere katlanacaksınız ne yazık ki öğrendiklerimizin çoğunu askerlik çağında öğrenmiş bir toplumuz biz bunun nedeni de seksen yıldır bu ülkede doğru düzgün eğitimin olmamasıdır sosyal bilimciler hayat geriye doğru anlaşılır ileriye doğru yaşanılır biz de hayat ne yazık ki geriye doğru yaşanıyor yıllar yıllar önce Merzifon’a giden bir turist grubunu gören çamaşır yıkayan kadınlar birbirlerine bunlar da insan biz de bunları da Allah yaratmış bizi de bunlar da yaşıyor biz de bunlar da ölecek biz de diye yakınırlar yoksulluklarını ve eğitimsizliklerini bu sözlerle dile getirirler yoksul mahallesine yolu düşen zengin biri misafir olduğu evde çok hasta olan bir kadını görünce neden doktora götürmüyorsunuz diye sorar hasta kadın hüzünlü hüzünlü siz üzülmeyin dert etmeyin bizler doktorsuz ve ilaçsız ölürüz bildiğimiz en güzel şey budur bizim kimsesiz ölmeyi hepimiz öğrendik bu ülkede Türkiye’nin baş şehrini coğrafyasının hudutlarını tarihini kültürünü bilmeyen milyonlarca üniversite mezunu var daha açıkça söylemek gerekirse Türkiye bir diplomalı cahiller ülkesidir bir ülkede felsefe fizik edebiyat ve sanat mecburi ders olarak okutulmuyorsa o ülkede eğitimden söz edilemez okulda öğretmenin anlattıkları sokakta sıradan insanların anlattıklarıyla hiçbir farkı yok işte öğretmenlerimizin durumu bu oysa üniversitelerin görevi hayatı kolaylaştırmak ülkenin ekonomisine zenginlik katmak halkın bilinçlenmesini sağlamak ve sosyal hayata katkı sunmaktır