EDEBİYATTAN BİR SAYFA

Tuncer Altunbulak

 Toplumda ve ailede önemsenmeyen insan yerine koyulmayan, sevilmeyen insanlar doğal olarak kendilerini ifade etmenin yollarını başka alanlarda arıyorlar. Bir kısmının psikolojisi bozuluyor. İç dünyalarına dönüyorlar. Bir kısmı kumara içkiye gayri yollara yöneliyorlar. İşte saldırganlar buyurganlar önyargılılar, intihara meyillileri bu sevgisizlikten ortaya çıkıyorlar.

İnsanların rüyalarının bozulmasına neden olan önemli nedenlerden biri de işsizlik, çaresizlik hastalıklar ve aç kalma korkusudur. Beş yüz milyon insanı besleyecek bir ülkede yaşıyoruz ama seksen milyon beslenemiyor. Peygamberimiz HZ Muhammed’e ne yemeliyiz soranlara bir dilim ekmek iki zeytin demiş bu kadarı bizi taşır mı demişler. Taşır bundan fazla yediklerimizi biz taşırız demiş. Milli gelirimizdeki adaletsizliğe örnek olsun.

Bazı geceler olduğu gibi dün gecede uyuyamadım. Kalktım Dostoyevski’nin Öteki isimli romanını inceledim. Bu roman benim duygularımın başyapıtıdır. Her sayfasında kendime ait bir şeyler bulurum.

İçimdeki ötekiyle dertleşmeye başladım. Böyle anlarda herkesin böyle yapması lazım. İnsanın insana en iyi geleni yine kendisidir. Ben bunu Freud dan öğrendim. Son terapimin üzerinden on yıl geçti. İnsan ruhunun bir tek ilacı var o da konuşmaktır. Birine içini açmaktır.

Bir köylüm sıkılmış aramış beni. Köyümüzde ölenleri kaçanları, dul kalanları, boşananları, hasta olanları anlattı. Sonra gülerek oh çok rahatladım dedi. Can sıkıntısı çok büyük bir derttir. Adamın biri sıkılmış aramış bir fıçıda yaşayan filozofumuzu Diyojeni bulmuş. Basmış küfrü ülkemizdeki ağzı bozuk aptallar gibi Diyojen fıçıdan kafasını dışarı uzatmış. Sana uyup ağzımı bozamam ama istersen o güzel saçlarını öperim.  Adam ben kelim saçlarım yok ki. Üstat saçların iyi etmiş de o aptal kafanın üstünde durmamışlar.

Bu da bizim örnek olsun. Bazı köylülerim düğünler ve cenazelere katılmadığımdan dolayı eleştiriyorlar. Hiç şüphesiz başkaları için yas tutmak çok önemli. Ben yasımı içimden tutarım. Bazı arkadaşlarım ölen önemli insanlar için üzülmediğimi sanırlar. Orta yerde bağırıp çağıramam. Onlara da içimden üzülürüm. En çok evsiz barksızlara, kimsesizlere, sokakta da dilenenlere, para karşılığı, vücutlarını satanlara yas tutuyorum ve üzülüyorum.

Onların dertlerini kendime dert ediyorum. En büyük sorunum bu ülkede kimsesizler mezarlığına gömülenlerdir. Onlar için ağlıyorum. Gelin hep beraber ağlayalım Ben vicdanın ne olduğunu herkesten iyi biliyorum. İçimizdeki en değerli şey vicdandır.

Vicdanımı koruyacak zekamın olduğunu da biliyorum. Zalim ve aptalın gecesi Kamil in gecesinden çok daha acılı ve ıstıraplı geçer. Çünkü zalim her gün alim bir gün ölür. 9.cı yüzyıl edebiyatçıları benim için vicdanlı insanlardır ölüm ve insanlık merhamet ve vicdan yanı başlarındadır. Bu yüzden çoğu zalim yöneticiler tarafından sürgün edilmiş. İşkence görmüşler.

Tolstoy, Dostoyevski, Cervantes Poe ve Balzac bu insanlardandır. Tolstoy la Balzacın roman kahramanlarından bir şehir oluşturabilirsiniz. Balzac bir roman kahramanını öldürür sonra ağlar. Bundan daha iyi bir vicdan olur mu? Romanlarında hep kimsesizleri anlatmış. Mesela Don Kişot şizofreni ve paranoya hastalığını bin beş yüzyıl önce bize anlatmış. Yel değirmenlerine ve koyun sürülerine savaş açması ve bunu da adalet ve hak için yapması paronaya hastalığının bir tür yüksek zeka olduğunu göstermiş. Sanatçı halkın ufkunu açan halka yeni fikirler katan insandır. Ünlü yazar Oscar Wilde seni sevdim çünkü idrakin vardı der.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.