19.yy Rusya’nın en karmaşık ve en çalkantılı yıllarıdır.
Ama edebiyat altın çağını yaşamaktadır 19.yy Rus edebiyatını diğer edebiyatlardan ayıran özellik bu dönemin özel koşullarıdır.
Bir başka özellikte bu dönemin edebiyatçılar’ının yaratıcı olmalarıdır.
İnsanı anlamada ortaya koydukları doğruluk, yalınlık ve gerçekliktir bu edebiyat Rus devriminin ruhudur.
Dönemin edebiyatı büyük yeniliklere, değişimlere yön göstermiştir.
1844 İngiliz 1789 Fransız ve 2923 Türkiye cumhuriyet devrimi böylesi dönemlerin dışa vurularıdırlar bir ülkede kötülükleri kaldırmanın yolu eğitim, edebiyat, sanat gelişmesinden geçer.
Edebiyata gereken alâka ve önlemi vermeyen ülkeler uzun süre ayakta kalamaz.
Rusya ‘da ekim devrimini Lenin ve arkadaşları yaptılar ama onlara o yolu Tolstoy ve Dostoyevski gibi yazarlar açtılar bu neonlarda itiraf ederler.
Rus halkına çarların yaşattıkları o büyük adaletsizlikleri Tolstoy, Dostoyevski, Gogol ve Puşkin gibi edebiyatçılar eserlerinde he Gogol’un puçirini Rus devriminin ana karakterleridirler halka anlayabileceği dilden anlatmışlardır ve halkı devrime ikna etmiştirler bu insanların yaratıcılıklarında buradan geliyor.
Masala Tolstoy çarların, aristokratların ve ağların halka yaptıkları zulümleri Diriliş isimli romanında öyle bir anlatmıştır ki bu yüzdende Ruslar onu ermiş dercesine yüceltmişlere vermeyendir.
Rusya’da en çok sevgi ve saygı gören insandır.
Tolstoy şimdi büyük Selçuklu devletinin gösterildiği bir filimden önemli bulduğum bazı sözleri paylaşmak istiyorum.
Etkilendiğim sözlerden biri; bir ilim insanı alimin ölümü alemin ölümüdür diyor gerçekten de böyledir.
Bu söz edebiyatçısına ve sanatçısına önem emivermeyen devletlere örnek olsun başka bir sözde şu biz islamın içindeyiz ama İslam bizim içimizde mi her gün televizyonlarda boş sözlerle birbirlerini yoran, birbirlerine hakaret edenler, gazetelerde ipe sapa gelmez yazılar yazanlar bütün bunların yerine biraz edebiyatla sanatla ilgilenin halksızı daha iyi anlayacaktır.
Çünkü halkın en iyi anladığı dil edebiyatın ve sanatın dilidir, bu dil sizleri de aydınlatacaktır.
Siyasetçilerimizin çoğu zor zamanlarda bahaneler bulan, kaçamak yollar arayan, hiçlikten bir şeyler çıkaran insanlar Selçuklu Sultanı Melikşah bir sohbette devletin veziri nizami mülk için öğrenmediğimiz yerde bize gerçeği gösterir, duymadığımız şeyleri duymamıza yardım eder diyor.
Böyle söyleyerek alimin ölümü alemin ölümüdür sözüne de büyük bir anlam kazandırıyor.
Alimde alemliğini bilmeli tabi alim insanlar çiçeğe benzerler toprağından çiçek uzun yaşamayacağı gibi halkından kopan aydında uzun yaşamaz aydınlar toprak gibi besleyici, bereketli ve verici olmalı halk verir yeter ki almasını bilelim halkın göğüsleri bereketlidir.
Emmesini bilenler için her zaman süt vardır bence Türk aydınlarının en büyük eksikliği halktan faydalanmayı bilememeleridir çünkü halkın dilini bilmiyorlar, çünkü halkı tanımıyorlar, Türk halkını tanımak isteyenler kurtuluş savaşı dönemini okusunlar.