Dünyaca ünlü astronot ve kozmonotlar yıllar sonra itirafta bulunup uzayda başlarından geçen en ilginç, en komik ve en zor anları anlattılar. Uzayda yer çekimi olmadığı için uzay istasyonunun içerisine su döküp küre haline dönen su topu ile oynamayı sevdiklerini anlatan astronotlar, en çok ise tuvaletlerini yaparken korktuklarını söylediler.
Uzay ve havacılık alanında dünyanın ilk beş merkezi arasında yer alan Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), birbirinden ünlü dört astronotu ağırladı. Astronotlar uzayda yaşadıkları zorlu ve komik hatıraları çocuklarla paylaştı.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde; Bursa Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK iş birliğinde hayata geçen GUHEM, Uzay Kaşifleri Derneği'nin (Association of Space Explorers - ASE) iki yılda bir düzenlediği Planetary Congress'e ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 25-29 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek kongrenin hazırlıkları için Bursa'ya gelen Kozmonot Aleksandr Aleksandrov, Astronot André Kuipers, Astronot Pedro Duque ve Astronot Reinhold Ewald önce GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu eşliğinde merkezdeki düzenekleri deneyimledi. Astronotlar uzayda yaşadıkları komik ve zorlu anları çocuklarla paylaştı.
“Uzaylı olduğumu o anda hissettim”
Astronot Andre Kuipers “Uluslararası uzay istasyonunda, mikro yerçekimi içinde havada uçuyoruz ve bir yerden bir yere hareket etmek istediğimizde, istasyondaki tutamaçlar sayesinde hareketimizi gerçekleştiriyoruz. Uzay istasyonunda duvarları daha geniş olan bir yer mevcut. Kendimi hareket ettirmek için ne sağ taraftan tutuna biliyordum ne sol taraftan. O sırada arkadaşlarım da bana çok güldüler. Uzaylı olduğumu o anda hissettim” dedi.
“Suyun uzayda aldığı hale çok eğlenirdik”
Astronot Pedro Duque ise “Suyu dünyada yere bıraktığınız zaman yerçekimine dayanamaz ve düşer, fakat uzayda, bir top halini alarak kendini toparlar. Bu top halini alan su adeta bir fotoğraf makinesi lensini andırırdı. Biz kendi aramızda suyun uzayda aldığı bu hali kullanarak çok eğlenirdik. Astronotlardan biri, bir tarafta dururdu ve ortaya suyu boşaltırdık. Daha sonra arkadaşlarımızın değişen yüz şeklini belgelemek için fotoğraflarını çekerdik. Uzaya sadece yukardan bakmak için çıkmıyoruz. Yukarı çıktığımızda pek çok deney gerçekleştiriyoruz. Bu deneyler, insanların nasıl uyum sağladığı, kemiklerimizin ve kanımızın nasıl değiştiği ve materyallerde nasıl bir kristalleşme olduğu konusunda çalışmalar yapma fırsatımız oldu” şeklinde konuştu.
“Şu an uzaydayım kardeşim ne kozmiği”
Bir diğer astronot Reinhold Ewald, “Uzayda, radyo bandından farklı telsizleri yakalayabiliyorlar. Benimde başıma böyle bir şey geldi. Bana ‘Şuan kozmik radyo frekansındasınız' diye anons geçtiler. Ben de, ‘Şu an uzaydayım kardeşim ne kozmiği' diyerek cevap vermiştim. Bu benim en komik anım olmuştu” dedi.
Ewald kendisi için en zorlu şeyin hijyen olduğunu anlatarak, “Benim için en zoru hijyen meselesiydi. Çünkü temizlik yaparken ve tuvalete girerken her şey havada uçuyordu. İlk iki gün adapte olurken her yaptığımıza dikkat ettik. Bunun nedeniyse, eğer bir şey bozulursa, bozulan parçalar her yere saçılabilirdi. Buna kaka ve çişleriniz de dahil” ifadelerini kullandı.
“Saatimi çıkardığım yerde bulamadım”
Kozmonont Aleksandr Aleksandrov da, “Bir gün saatimi kolumdan çıkartmıştım ve daha sonra saatimi çıkarttığım yerde bulamadım. Tüm kutulara raflara baktım ama hiçbir yerde yoktu. Saatimi ararken başka bir kozmonontun notunu buldum. Notta, ‘Dostum saatini burada arama, şurada bir vantilatör var onun üstüne yapışmıştır, gidip oraya baksan iyi edersin' yazmış. Daha sonra notta yazılan yere baktığımda saatimin orda yapışık bir vaziyette durduğunu gördüm. En zorlandığımız şeyler sevdiklerimizden ve yakınlarımızdan uzak kalmaktır” diye konuştu.
İHA