On beş yaşındaki anne, yanında ne idüğü belli iki cani herifle, 38 günlük bebeğini hastaneye götürüyor.
Bebeğin vücudunda,kafatası kırığı, vücudunun çeşitli yerlerinde morarmalar, darp izleri ve cinsel TACİZ saptanıyor.
On üç yaşında evlendirildiği yazılmış.
Bu ilk değil ki?
Onlarcasını öyle, elimiz kolumuz bağlı izliyoruz.
Bir tanesi, bebeğini kurusıkı tabancayla vurup, ölmediğini görünce , bir poşete sarıp denize attı.
Neymiş, ruh sağlığı bozukmuş.
Kadının biri , kocasının zulmüyle işkence edilerek , korkunç şekilde katledilmiş.
Kıskançlık cinayetiymiş.
Aldattığından şüphelendiği için , cinnet geçirmiş!
Kadın , çocuk derken, bebeklere yapılan taciz-tecavüzleri seyrediyoruz.
İki zıt kavram yanyana, bebek ve taciz!
En masum varlıklar, en çirkin, en iğrenç eylemlerle yaşamını yitiriyor.
Öte yandan, siyasi holiganlar iş başında...
"Ben bilmem kim, güvenli, istikrarlı bir ülke için evet diyorum.Sen kardeşim bilmem kim, var mısın?"
"Ben bilmem kim, güvenli bir, istikrarlı bir ülke için hayır diyorum.Sen bilmem kim, var mısın?"
İnsanlıklarını, nefis, çıkar denilen şeytana satmış güruhlar...
Ülkende bebeklere tecavüz ediliyor, kadınlara tecavüz ediliyor, çocuklara tecavüz ediliyor...
Bunlara 'Hayır' demek için haykırsana!
Bu ruh hastalarının,psikopatların, tanımsız yaratıkları durduracak cezalar için, 'Evet' diye naralar atsana!
Şeytan bile ,bunca kötülüğü yapmaz.
Bunca kötülükler karşısında susmak, bir şey yapmadan durmak, o tecavüzcü sapıklarla, eş değer kılıyor seni.
Utanmadan,arsızca, erk'iniz için çığlıklar atıp duruyorsunuz.
İnsan görünümlü varlıklar.
İnsansızlığınızın reklamını yapıp, orda burda nemalanacak kırıntı peşinde koşuyorsunuz...
Kıyamet kopacak diyoruz ya hani, kıyamet koptu var mı daha ötesi...
Dar ağaçları dolu sokaklar...
Dar ağaçlarında ölü çocuk bedenleri sallanıyor.
Dar ağaçları , her birinizin yüreğinde kurulmuş tek tek.
Kadınların, çocukların, masumların cansız vücutları sallanıyor...
Ve celladı sizsiniz!
Ve celladı; susan diliniz,umursamaz adam sendeciliginiz, görmezden gelen, yılışık çıkarcılığınız!
Dar ağaçlarında, insanlığınız sallanıyor bakın .
Üstelik epey bir vakit geçmiş olmalı ki, insanlığınızın cesetlerinin kokusu artık tahammül edilemeyecek kadar kokuyor.
Havada tahammül edilemez bir ahlaksızlık kokusu...
Ve arsız, utanmaz şak şak sesleri duyuluyor hâlâ...