DOSTUM İSMAİL KADI

Tuncer Altunbulak

Geçen haftadan beri moralim bozuk gerçekten çok üzgünüm çünkü kalem arkadaşım fikir yoldaşım bu gazetenin sahibi sevgili dostum İsmail Kadı’yı yitirdim yirmi yıldır bu gazete iyi kötü birlikte yazdık ışıklar içinde yatsın Allah rahmet eğlesin onunla beni bir hanım avukat tanıştırmıştı avukat hanım yazarak bozuk psikolojimin iyileşeceğini düşünüyordu beni gazeteye götürdü durumu İsmail abiye anlattı hiç tereddüt etmeden yarın ilk yazını bekliyorum dedi. O gün bugün yazıyorum onun bu iyiliğine centilmenliğine laik olmaya çalıştım istemeyerek ve acemiliğim yüzünden epey hata yaptım hiç birini yüzüme vurmadı çünkü hatalarımı anlayıp tekrarlamadığımı görüyordu bugün insanlarla ilişki kurabiliyor yazabiliyor ve sözü olan biriysem bunda İsmail beyin payı büyüktür.

Artık o yok bizi bıraktı gitti ey güzel insan yerinde rahat uyu seni hiç unutmayacağım bu dilim döndükçe seni insanlara anlatacak kalemim yazdıkça da senin güzelliklerini yazmaya çalışacağım biz onunla hata başının her pazartesi gazetede bir iki saat edebiyattan sanattan bilimden konuşur tartışırdık tam yirmi yıl her pazartesi hastalığından önce son okuduğumuz kitap Atatürk ve edebiyattı Atatürk ve Cumhuriyet hayranıydı yalnız belirtim ki yanlış olmasın o piyasada ki gar dolabı da Atatürkçülerden değildi Atatürk’ün fikirlerini hayata geçirmeye çalışıyordu her konuştuğumuzda Atatürk’ün fikirlerinin hayatın içinde karşılığı var derdi.

Onun en sevdiğim yanı çıkarın ve menfaatin karşısında dik duruşuydu küçük çıkarlar için birilerinin sözcüsü olmadı bir gazetecide olması gereken en önemli onu ve şeref budur. Gazeteci birileri için değil halk için halkın aydınlanması için yazar ( politikacılar içinde bu böyledir ya ) o mitinglerde halk konserlerinde protokol yerinde değil hep halkın içinde olurdu yazılarımızda bize hiç sansür koymadı eğer istenilen şeyleri yazmamışsak bu bizim eksikliğimizdir yazma konusunda merhametli vicdanlı olacağız sorumluluğumuzu bileceğiz zalimin kötünün hak yiyenin yanında değil halkın yanında olacağız İsmail abi bunları başarmış bir insandır.

Hayat öyküsüne gelince hayat öyküsünün bir bölümünü sevgili öğretmen ve İsmail beyin yeğeni Sinan kol ölümünün ikinci günü bu gazeteye yazmıştı bu konuda yazacağım her şey tekrar olur onun hayatını en iyi aileden biri en iyi yeğeni bilir ağzına ve kalemine sağlık çok güzel anlatmıştı şiiri çok severdi bana cemal Süreyya’nın şiirlerini okurdu en sevdiği şiir “her ölüm erken ölümdür” isimli şiiriydi tabi kendi ölümü de erken bir ölümdü (63) o bana şiir okur bende ona Dostoyevski’yi anlatırdım bir gün bana sana Sait Faik’in bir kitabını alacam dedi.

Seviyorum demişti çok hoşuma gitmiş ve ona Sait Faik’in bir öykü kitabını hediye etmiştim ertesi hafta ona jest yapmış Sait Faik’le ilgili bir yazı yazmıştım çok sevinmişti bana halkının gözüne girmek istiyor onu kazanmak istiyorsan onun hayatını anlatacaksın onu hayrete düşürecek zekice işler yapacaksın korkma yapacağın işten herkes kendine yarayan şeyleri alır halktan gerçekten ve güzel olandan yana olana adam denir. Gazeteci hayatta ki en riskli iştir bu işi başarabilen gazetecidir ötesi kötüdür yirmi yıl dile kolay birlikte yirmi yıl yazı yazdık sonrada dost olmayı böyle başardık ben bütün dertlerimi açtım ona kapalı kutu gibiydi ona anlattığım her şeyi kendisiyle Gebze mezarlığına götürdü ona bir gün ünlü Fransız yazar Victor Hugo’nun bir anısını anlatmıştım çok şaşırmıştı söz vermişti Kadı köye gittiğimizde bir tane bana bir tane kendine yazarın sefiller romanını alacaktı olmadı hastalıkları buna müsaade etmedi ama ben bu romanı alacağım onun adına bir ortak arkadaşıma vereceğim Hugo bir gün bir arkadaşının inançsız olduğunu duyar ve o gün akşama kadar ağlar…  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.