Bir gazete öyküsüyle başlamak istiyorum yazıma yıl 1965 yeni istikbal gazetesinin sanat edebiyat sayfasında Dostoyevski’nin kitaplarını anlatıyorlar birkaç yazıdan sonra gazete okurlarından bir grup gazetenin sahibine gazetenizde komünizm övülüyor komünist bir yazardan bahsediliyor bilmiyor musunuz sahibi bir yanlışınız var benim gazetemde böyle şeyler yapılmaz çalışanların hepsi namazlı niyazlı insanlardır adamlar ısrar edince gazetenin sahibi sözü edilen bu edebiyat sayfasını düzenleyen adamı çağırıp yapılan şikayeti ona anlatır adam doğru bir Rus yazarı olan Dostoyevski’nin eserlerini anlattım bu dünyanın bütün gazetelerinde anlatılır hem Dostoyevski şikayet edenlerin dediği gibi bir komünist değil bütün eserleri dünya dillerine çevrilmiş dünyanın her tarafında okunan bir yazardır kendisi bir komünist değil inanmış iyi bir hristiyandır şikayet edenler belli ki Dostoyevski’nin falan okumamışlar tanımıyorlar ya da başka bir amaçları vardır bütün dünyanın eserlerinden faydalandığı bir yazardan Türk halkı neden faydalanmasın o günden sonra yazıya son verilir sevgili okurlar o günden bugüne basımda özellikle sağ basımda hiçbir değişiklik olmamıştır Türkiye basını bugün de sanattan edebiyattan yazıp çizmez bu şu anlama geliyor Türk halkı sanattan edebiyattan mahrum kalsın bilmesin öğrenmesin bana inanmıyorsanız Türkiye’de onlarca gazete çıkıyor bakın baş sayfalarında neler var edebiyat ve sanat sayfaları var o sayfalara bakın orada ne yazıp çiziyorlar haa popüler kültürden haşneden fişneden söz ederler ya da işe yaramayan şarkıcılardan türkücülerden söz ederler halkın bilinçlenmesi hiçbirinin umurunda değil çünkü bu gazetelerin hepsi devletten ve kapitalist şirketlerden nameleniyorlar sanatın eğitimin bilimin ve doğru sanatçının ve edebiyatçının ne faşisti olur ne de komünisti sanat edebiyat ve bilim asla ideolojik anlamda yapılmaz bakın yine bir Rus yazarı olan gogol yine bir gazeteden İspanya kralının öldüğünü kralın yerine bir kadının tahta geçeceğini okur kendi kendine kadından kral olmaz kral benim o tahta ben oturmalıyım der gogol bu öyküyü bir delinin hatıra defteri ismi altında anlatır okumayan bir halk olduğumuz için böyle esprili hadiselerden yazarlardan haberimiz olmaz edebiyattan sanattan mahrum olan hiçbir halk mutlu olamaz bu yüzden de Türk halkı bilinçli olmadığı gibi mutlu da değildir mutluluğu şunda bunda parada pulda bekliyoruz bu yüzden sözlerimi ukalalık saymayın ama Türkiye’de emekli olup mutlu olacağına inanan milyonlarca insan var 16 milyon emeklimiz var şuan araştırın bakın bir tane mutlu insan bulursanız ben sözlerimi geri alırım çünkü böyle bir şey yok göreceli bir mutluluk belki o da ekonomik bir zenginlik varsa ha mutlu olanlar var bu ülkede onlar da kapitalistler sömürücülerdir bu ülkenin yoksulları bir gün sevinir bir yıl ağlar ve sızlarlar Dostoyevski komünist değildir tabi o bir Rus milliyetçisi yarım yamalak değil tam inançlı bir hristiyandır dahi bir yazar bir filozof ve bir psikianalisttir ölümünden bu yana milyonlarca romana kaynaklık etmiştir konuştuğum insanlardan Dostoyevski’den söz edilince hep susmuşlardır çünkü Dostoyevski’yi çoğu okumamış ve tanımıyorlardır okumdan bilmeden bir insanın komünist midir faşist midir nerden bileceksiniz bir yolculuğum sırasında kaptana Dostoyevski’den bahsetmiştim ismini ilk defa duyuyorum demişti sana söz veriyorum yolculuk biter bitmez ilk işim Dostoyevskinin senin sözünü ettiğin suç ve ceza isimli kitabını almak olacaktır demişti bu yazarın konusunu bu kadar çok işlememin nedeni Türk halkının onu tanımasını istiyorum ve ondan faydalanmasını istiyorum o dünyanın en büyük yazarı niye anlatmayayım düşüncelerinin orijinalliğiyle radikal kişiliğiyle dindarlığıyla dünya edebiyatına ismini altın harflerle yazdırmış bir adam bu gazetede şikayetçi olan kimseler lütfen bir Dostoyevski eseri alsın okusunlar kimsenin boğazına sarılıp kötülük yapacak bir adam değil o orta boylu veremli deli saralı birisi ha bir şey daha anlatayım bizim basında diyelim ki bir sağcı yazar öldü ya da sağ düşünceli bir yazarın bir yerde konferansı var veya yeni bir kitabı çıktı piyasaya sol basın asla bundan söz etmez aynı tutum solcu bir yazar içinde geçerlidir onun hakkında da sağ basımda da bir tek söz bulamazsınız oysa Aydınlar taraf tutmaz özgür fikirlidirler toplumun yanında olurlar önünde yürürler eklemlerini halk için oynatırlar