DOSTLAR KAHVESİ

Tuncer Altunbulak

İlaçlarımı aldığım eczacı hanım bu hafta ne yazıyorsun dedi ? Kahvelerle ilgili yazacağım deyince ; birden hüzünlendi , gözleri doldu yanlış bir şey mi söyledim diye bende çok üzüldüm. Neden üzüldünüz deyince eşimi kahvede kaybettim dedi. Adam bir kahvede okey oynarken kalp krizi geçirmiş oracıkta hemen ölmüş. Üzüldüm tabi sevgili okurlar Türkler için kahve çok önemli Osmanlı’dan kalma bir kültür okumadığımız edebiyatla sanatla ilgilenmediğimiz tiyatroya sinemaya gitmediğimiz herkesçe biliniyor geriye ne kalıyor kahveler, spor , at yarışları ve şans oyunları. Kahvede çay içilir elbette oyun da oynanır çay sadece fiziki bir içecek değil biz Türkler için toplumsal , sosyal ve kültürel iletişim aracıdır adettendir küskünler genelde kahvede barıştırılır birisi araya girer onları bir kahveye götürür çayları söyler sohbeti başlatır sonra da barıştırır iki bardak çayın işte böyle bir yapıcılığı vardır yani kahvehaneler dostların arkadaşların buluşma ve dertleşme yeridir sokakta bir araya gelenlerin gideceği yer kahvelerdir o kahvelerde insanların konuştuklarını duvarların dilleri olsa da bize anlatsalar dün de yaşlı bir amcayla sokakta konuşuyordum adam böyle ayaküstü olmaz hadi seni bir dostumun kahvesine götüreyim gözün çay görsün çaylar benden konuşacaklarım ayaküstü söylenecek şeyler değil amcanın dediği kahveye gittik kahveci bize bir masa gösterdi bizden önce oyun oynamışlar adamlardan biri yirmi çay üç tane de maden suyu ödedi amca adama niye hepiniz ortak ödemediniz ki yazık değil mi çocukların rızkını buraya bırakacaksın sonra masamıza bir iki üç derken bir sürü insan geldi dertler açıldı sohbetler yapıldı elbette ki asgari ücret emekli zammı Suriye konusu konuşuldu. Sonunda bizde kırka yakın çay parası ödedik çayları kim ödedi diyorsanız söyleyeyim herkes ortak olarak ödedi kahveciye bahşiş bile verdik işte paylaşmak bölüşmek gönül almak böyle bir şey çayları paylaştığımız gibi dertlerimizi sorunlar da paylaştık yani sonunda kahveden herkes mutlu ayrıldı. Genel sorunlarımızı konuştuk kim olursak olalım hepimiz peyniri , eti ,sütü aynı fiyattan alıyoruz enflasyon belasından hepimiz şikayetçiyiz masada bu konuyu ortak bir düşünce oluşturduk sonra kadın erkek ilişkilerini anlattım bir hanımın bana anlattıklarını onlarla paylaştım kadın bu kadının kendi sözleridir : Ben eşimden kötü sözden hakaretten başka bir şey görmedim onun eşi değil kölesi , aşçısı hizmetçisi gibiydim her akşam erken yatsın diye bana laf söylemesin diye dua ediyordum Allah ona ceza olarak büyük bir sevgisizlik vermişti bildiği bir tek şey vardı o da futbol bütün futbolcuların ismini biliyordu o maç izlerken kimse söz söyleyemezdi beni zaten görmüyordu yani benim karısı olduğumun bilincinde değildi on yıl içinde ne kendi rahat etti ne de beni rahat ettirdi bunu anlatınca arkadaşların çoğu boynunu büktüler yahu böyle şey mi olur diyenler de oldu yahu bu konuyu keşke konuşmasaydık diyenler de oldu aslında bu sorun gerçekten ülkemizin çok önemli bir sorunudur herkes mutluluğu arıyor herkes güzel yaşamak istiyor birbirimizi anlamazsak tanımazsak insan olarak eş olarak nasıl mutlu olacağız hayatın zorluklarına nasıl karşı çıkabiliriz sevgili okurlar yani bu durum hasıraltı edilebilecek konuşulmayacak utanılacak bir sorun değil her gün ülkemizde kadınlar öldürülüyor şimdi ismini hatırlayamadım bir şair demiş ki “insanca yaşamak yoksa ne kalır geriye “ yine ünlü ozan mahsuni Şerif bir eserinde “madem ki ben bir insanım bırak beni konuşayım yine sana danışayım “ üzülerek söylüyorum yüzyıllardan beridir bu ülkede insanlar fikirlerini söyleyemediler yönetenler halkın fikirlerini söylemesinden korktular benim yaşındakiler hatırlayacaktır yüz kırk bir yüz kırk iki gibi anayasa maddeleri vardı bu maddelere aykırıdır diye kimse fikrini söyleyemedi söyleyenlerin de bir kısmı sürgün edildi büyük bir kısmı da cezaevlerine konuldu insanın insan olabilmesi için düşünmesi araştırması ve bu düşündüklerini iyi kötü konuşması gerekir düşünmeyi yasak ederek hiçbir ülke kalkınamamış ve gelişememiştir işçiler köylüler ve tüm ezilenler konuşmadıkça fikirlerini söylemedikçe bizim ülkemizde asla gelişemeyecektir halkın büyük bir kısmı ne yazık ki Umutlarını kaybetmiş durumda Einstein’ın dediği gibi insanların susması her zaman söylenenleri onayladığı anlamına gelmez korkularından susuyorlardır korkunun da sonunda bir haddi hududu vardır kim demiş bilmiyorum güzel bir söz en çok duman ateş söneceği zaman çıkarmış öküz boynundan insanlar da dillerinden bağlanırmış hayat bu inişli çıkışlı ve çok dolambaçlı bir yoldur kimin başına ne geleceği önceden bilinmiyor bir yerde okumuştum intihar etmekten kurtardığı kadınla evlenen adam evliliklerinin birkaç ay sonrası intihar etmeyi dener geçmiş olsuna gelen komşularına intihar etmesinin sebebini intihar etmekten kurtardığı kadının neden olduğunu söyler hayat dediğimiz şey önceden bilmediğimiz şeyleri yaşadığımız şeylerdir

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.