Gebze Ticaret Odası önceki gün çok güzel bir panel gerçekleştirdi. Panelin konusu, 2017 yılı ekonomik beklentiler. Konuşmacı ise ünlü ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin.
Hem organizasyonun hem de konunun güzel olması sayesinde iş ve finans dünyasından bürokrasiye, siyasetçisinden sivil toplum kuruluşlarına, ekonomiye ilgi duyan yüzlerce kişi Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’ni tamamen doldurdular.
Prof. Dr. Emre Alkin’in diğer ekonomistler gibi dinleyiciyi rakamlara ve istatistiklere boğup, belirsiz tahmin şovlarıyla sıkıcı bir panel konuşması yapacağını bekleyenler yanıldı. Pro f. Alkin bir buçuk saat konuşmasına rağmen, emin olun zaman su gibi aktı. Çünkü o kadar akıcı ve güzel örneklerle sunum yaptı ki, hani derler ya eğlendirirken düşündüren ve öğreten diye…
‘Dolar ne olur?’ sorusuna, ‘Bundan sonra Allah’ın dediği olur’ şeklinde espri ile yanıtlarken, ‘Doların ne olacağını hiç kimse bilemez, günümüz konjonktüründe her şey olabilir” demeye getirdi.
Aslında Prof. Emre Alkin 2017 yılına ilişkin ekonomik beklentileri anlatırken, söyledikleriyle bir Türkiye fotoğrafı sundu bize. Türkiye’de yaşayanların fotoğrafı. Toplumsal alışkanlıklarımızın ve eksikliklerimizin fotoğrafı. Uçurumdaki bir teleferik var, teleferik uçurumun kenarındaki bir ağaca bağlı ve ağaç uçuruma doğru yamulmuş.
Genel ekonomiden ziyade, iş adamlarına çok net mesajlar verdi örneğin. Bir işte başarılıysanız o işin üzerinde odaklanın, organizasyonu büyütmeyin batarsınız dedi. Korkularınızla yüzleşin, kaçmayın diye öğüt verdi. En büyük zenginliğin para değil, itibar olduğunu üstüne basa basa yineledi.
İnternet teknolojisinin dünyayı nasıl etkisi altına aldığını, facebook’un dünyanın en zengin ülkesi diye niteleyerek vurguladı.
Whatsup’ın ekonomik büyüklüğünü, “THY+TÜPRAŞ+üstüne tarak veriyoruz” esprisiyle ifade etti.
İşadamlarına, dijital dünya ve teknolojiye ayak uydurmaları önerisinde bulundu. Bunu yaparken kaliteden ödün vermemeyi, itibarlı olmayı ve işlerini iyi yapmalarını öğütledi.
Teknolojinin, gelişmenin ve eğitimin kaçınılmaz olduğunu yineledi. Prof. Emre Alkin’i dinleyince aslında kendimizle yüzleştik. İşimizle, yaşantımızla…
Toplumsal hastalıklarımızla, eksikliklerimizle.
Prof. Alkin tüm bunları açık yüreklilikle ve sempatik bir üslupla anlattı.
Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler her gün Gebze adına yeni bir şeyler koyuyor hizmetlerinin üstüne.
Panel öncesindeki kokteylde bir kez daha gördük ki, Nail Çiler herkesin başkanı ve ortak paydası haline gelmiş. Protokol, iş dünyası, basın, siyaset, sivil toplum kuruluşları. Bu kadar ortak paydada buluşulan bir ismin sadece Gebze Ticaret Odası Başkanı olarak ‘öneren kişi’ pozisyonunda olmasını bu kent adına eksiklik olarak değerlendiriyorum.
Nail Çiler’in bir Gebze Ticaret Odası içinde yaptıkları var bir de dışında. Gebze Ticaret Odası kim ne derse desin, Oda binasının çok üstünde bir konumda. Eğitimden spora, kültür-sanattan iş dünyasına ve ihtiyaç sahiplerine burs, erzak, yardım vb. hizmetleriyle adeta yerel bir belediye gibi çalışıyor. Nail Çiler’in ve başkanlık ettiği Gebze Ticaret Odası’nın bir yönetim modeli olarak farklı bir noktada değerlendirilmesi gerekiyor.