Benim doğrum
En doğrusu benim yolum
Senin doğrun, benim doğrum
Ota, kuşa, ins'e, cisme
Yoksa eğer zararı
Yoluna turab olurum
Aşk dediğin özdedir
Cisim değil ben'dedir
Sus' a durmuş dildedir
Gönül kırmaz nefstedir
Sıyrılmazsan teninden
Araman beyhudedir
Cehennemi sorma boşa
O ne od ne ateştir
İçerde varsa haset
Paylaşmayı bilmezsen
Üstüne kibirliysen
Cehennemin narı 'sın sen
Tutturmuşuz da illa
Alevi mi? Sünni mi?
Kürt mü? Laz mı? Çingen mi?
Şu üç günlük dünyada
Bir varmış, bir yok muşla
Sormak niye boşuna
Cennet diye gezdiğin
Bir tatlı dilde gizli
Ben sen değil bizde gizli
Verdiğini bir elinin
Görmüyorsa diğeri
Dermişsindir gülleri
Bulmuşsun ya cenneti
Tadımız hiç yok.
Ne bayram, bayram gibiydi.
Ne de Ramazan ayı...
"Zoon politikan" ile kirlendi!
Neden?
Harislik, doymak bilmeyen nefisteki aç gözlülük yüzünden.
Neden?
Her şey, her zaman benim olsun içgüdüselliği nedeniyle.
Bu nedenleri anlamak mümkün değil.
Çünkü bu limbik duygular, insansı denilen varlığa ait değil!
Tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış ve kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış.
Daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde:
"Kuyruğunu neden kestin?" diye sormuş.
Kuyruğu kesik olan tilki:
"Böyle kendimi çok mutlu hissediyorum. Hatta şu anda mutluluktan havalara uçuyorum" demiş.
Bunun üzerine diğer tilki de kuyruğunu kesmiş.
Ama mutluluk yerine şiddetli bir acı hissetmiş.
Hemen diğer tilkiye gelip:
"Neden bana yalan söyledin?
Çok canım acıyor" demiş.
Tilki:
"Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen kuyruğunu kesmezler ve bizimle dalga geçerler" demiş.
Böylece bu iki tilki, diğer tilkilere yaşadıkları mutluluğu anlatmışlar.
Ve diğer tilkilerin çoğu da bunların yalanlarına kanıp kuyruklarını kesmişler.
Çoğunluk olunca da işi arsızlığa vurup kuyruğu olan diğer tilkilerle dalga geçmeye başlamışlar.
Sözleri yetmemiş davranışlarıyla da eziyet etmişler.
Böyledir işte...
Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olur.
"Alıştın
Nutukları dinleyip uyuyorsun
Sen böyle uyurken, sanma ki sabah olur.
Körler memleketinde şaşılar padişah olur."
Demişti üstat...
Ama artık konfor alanından çıktın.
Nutukların farkındasın.
Uyandın.
Gözlerin açıldı, görüyorsun artık.
Şaşıların doğruyu eğri gördüğünü...
Her gecenin bir sabahı vardır.
Her fırtınanın ardından güneş yine doğar.
Andır yaşam.
Anlar da geçer.
Nice Sultan Süleymanlar gördü bu cihan.
Nice Karunlar...
Nice Firavunlar...
Nice hükümdarlar, sultanlar...
Nice diktatörler...
Hepsi nerede şimdi?
Toprak altında, toprak olup gittiler...
Bir varmış, bir yokmuş arasında yaşayıp geçtiler...
Yüzyıllar geçti...
Bugünler de geçecek.
U-mutlu yarınlara...