Eğitimsiz insan şuursuz kaba insandır eksik insandır hem kendilerini mutsuz ederler hemde toplumu düğünlerde spor karşılaşmaların da sağa sola kurşun yağdıran balkonlarda cocukları varanmağanlar gibi bu sözleri etmemin sebebi bir iki gün önce bir yöre derneğinde iyilik ve kötülük meselesini tartıştık yirmi kişi falan vardık ilginç bir biçimde herkes iyiliğin bir işe yarayamayacağı fikrinde birleştiler bu insanlar sanki bir yerde böyle düşünecekleri konusunda sözleşmiş gelmişlerdir iyilik yapan insanlar hep kötülük görmüşler tecrübeleri böyle toplumumuzun çoğunluğu böyle düşünüyor bu topraklarda sanki yunus emre mevlana mehmet akif nazım hikmet yılmaz güney mustafa kemal ve daha bir çok güzel ve iyilik sever insanlar yaşamamışlar
Doğruluk yiğitlik iyi insan olmak paylaşmak başkaları için bilinçli bir biçimde ölmek kötü gibi iyi geriye ne kaldı? Böyle travma tik düşünmemizin doğal olarak altında yatan eğitimsizliktir elbette ki her toplumda kötü düşünceli kimseler vardır ama çok azdırlar bizler eğitimsiz olduğumuz için bize çokmuşlar gibi görünürler şöyle toplumun içine bir girin insanların nasıl sevgiye aç olduklarını sevmek ce sevilmek için nasıl bir uğraş verdiklerini göreceksiniz yerlere balgam atan yüksek sesle konuşan hiç olmayacak yerde arabalarının frenlerine basan klakson sesleri yayan insanları da göreceksiniz şimdi bu bir kaç kendini bilmez kimselere görevi değerlendireceğiz toplumu ve iyiliği kötülüğü
Kötü insanlar sade bizim ülkemizde yok bütün toplumlarda var şimdi bu kötü insanlardan birini anlatmaya çalışacağım ülkemiz insanlarına örnek olsun diye 18 yy yaşamış yoksulluk yüzünden kırılmış örselenmiş aşağılanmış hatta bu yüzden ırzına geçilmiş genç bir Rus kızı ismi katya. Katya Tolstoyur da roman kahramanıdır bizim ülkemizde de böyle katya gibi haksızlığa uğramış yüzlerce genç kız ve kadın vardır katya varlıklı bir hanımın evinde hizmetçidir bir gün hanımın aşağılık yeğeni katyanın ırzına geçer ve kapı dışarı edilir katya fuhuş bataklığına düşer yüzlerce alçağın
Zehir’ine maruz kalır sonunda bir tüccarın sapık dayatmalarına dayanamaz onu öldürür mahkemeye çıkarılır bir bakar ki mahkeme heyetinden biri kendisine tecavüz eden adam sonra Sibirya’da bir toplama kampına sürgün edilir katyaýı Sibirya’ya götürecek araç trendedir ve trende Sibirya'ya sürgün giden devrimciler vardır bu devrimcilerden biri katyaya aşık olur
Öykü çok uzun katyanın bu acıtan öyküsünü anlatmamın sebebi o mahkeme heyetinde katyayı kirletip fuhuş bataklığına atan adam varya o adam Tolstoy’un kendisidir romanda ismi dimitridir o adamda o katya ile birlikte Sibirya'ya gider bu yaptığı rezaletten dolayı büyük bir vicdan azabı çekmektedir işte bu pişmanlığın felsefesini anlatmak için katyayı anlattım isa peygamber döneminde buna benzer bir olay yaşanır büyük bir kalabalık fuhuş yapan bir kadını peygambere getirirler böyle suçlar işleyenlerin suçu ozaman taşlanarak öldürmektir kadını belden aşağı toprağa gömüyorlar peygamber ilk taşı hiç günah işlememiş birisi atsın diyor insanlar birbirlerinin yüzüne bakıyorlar sonra dağılıyorlar isa peygamber kadının bir daha böyle şeyler yapmaması için gerekenleri yapıyor demem o ki hepimiz şöyle böyle suça günaha bulaşıyoruz ama bunu tekrarlamak çok kötü önemli olan katyalar yaratmak onları çoğaltmak değil önemli olan katyaların yaratıldığı yolları şartları yok etmektir katyaların ve dimitrilerin olmayacağı bir ülke mücadelesi vermeliyiz katya devrimciler tarafından o içine düştüğü suçtan ve günahtan kurtulur arınır ve dirilir katya bir devrimci olur öyküde gördüğümüz gibi insanın dünyaya olaylara bakış açısını içinde bulunduğu şartlar belirliyor hiç siz zengin sınıf katyaları gördünüzmü katyalar neden hep yoksul sınıftan çıka bunu hiç sorgulanmadınızmı bir sorgulayın?