‘’ İşçilere verecek param yok. Fabrikayı boşaltın.’’
İşte emekçilerin hakkı bu kadar değersiz, fikir bu kadar net ve patron bu kadar umarsızca…
Onca yıl vardiyana gelip gitmişsin, hasta günlerin de dahi alın teri dökmüş, emek vermişsin, azıcık para almış, yoksulluğunla patronu zengin etmişsin, kimin umurunda?
2001’den beri maaşını düzenli alamamışsın sıkmışsın dişini, patron üç kuruş verdiği maaşı üç taksite bölmüş sıkmışsın kemeri, sendikalı olmuş baskı görmüşsün sıkmışsın bileği kimin umurunda?
Okullar açıldı. Çocuğun okula gidecek. Aybaşı ev sahibi kira gecikti diye kapına dikilecek. 20 yılını ipotek ettiğin bankanın bol keseden kredi dağıtan güler yüzlü temsilcisi sırtını dönecek, yerine asık suratlı somurtkan haciz memurları gelecek kimin umurunda? Patron gelmiş, ‘’ İşçilere verecek param yok. Fabrikayı boşaltın.’’ demiş, gitmiş.
Zaten bundan 146 yıl önce yazmamışıydı Karl Marx adında bir devrimci düşünür işçilerle patronlar arasında uzlaşmaz bir çıkar ilişkisi olduğunu. İşçilerin sömürüldüğünü ve patronların işçileri çarkın dönmesini sağlayan bir makine parçası olarak gördüğünü… Tee yüz yıl önce yazmıştı da, sanırım celladımıza âşık olduğumuz için dedikleri yatmamıştı aklımıza. ‘’Sağlık olsun’’
Şimdi Gebze de bulunan ve 50 yıldır çalışma yapan FENİŞ alüminyum işletmesi hammadde tedarikçileriyle yaşadığı sıkıntıdan dolayı üretimi durdurduğunu ve çalışanların iş sözleşmelerini feshettiğini bildirdi.
Buraya kadar her şey kötü fakat daha da beteri, üretimin durduğu fabrikada patron tarafından işçilere Kıdem ve İhbar tazminatlarının yanı sıra içerde kalan 3 aylık maaşlarının da verilmeyişi, 420 çalışan ve aileleriyle birlikte yaklaşık 1300 kişiye ‘’ İşçilere verecek param yok. Fabrikayı boşaltın.’’ denilişiydi.
Şimdi fabrikaya yıllarını vermiş işçiler işten çıkartıldıkları için kıdem ve ihbar tazminatlarını istiyor. Ve çalıştıkları aylarda alamadıkları üç aylık maaşlarının ödenmesini talep ediyor. Ve muhatap bulamadıkları için fabrikayı terk etmiyor.
Ziyaret ettiğim arkadaşlar bana işsiz kalmanın, üstüne üstlük paralarını alamamanın ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Binlerce dayanışma eli bekleyip sorunu çözüme kavuşturacak bir muhatap arıyor ve FENİŞ işçisi haklı olarak hakkını istiyor.
Sahi bu ülke de hukukun yanı sıra işçilerin sorunu nu çözecek bir çalışma bakanlığı var değil mi?