Türkiye’nin de onayladığı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ‘’Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması’’ Sözleşmesi’nin 2’nci maddesinde “Çalışanlar ve işverenler herhangi bir ayırım yapılmaksızın önceden izin almadan istedikleri kuruluşları kurmak ve yalnız bu kuruluşların tüzüklerine uymak koşulu ile bunlara üye olmak hakkına sahiptirler” düzenlemesi getirilmiştir.
Yukarıda ki maddeden de anlaşılacağı gibi sendika kurmak ve sendikaya üye olmak yasalardan doğan bir haktır. Bu hakkın kullanılmasının herhangi bir sebeple engellenmesi açıkça hukuka aykırılık teşkil eder ve suçtur. Fakat bu suç toplumsal bir soruna dönüşmekte, sendikalı olan işçi işten atılıp işsizlikle terbiye edilmeye çalışılmaktadır.
*
Örgütlenmek onların en doğal hakkıydı. İş kanununda sendikalı olmaları yolunda hiçbir engel yoktu. Nasıl patronlar yasalardan doğan haklarını kullanıyorsa, çalışanlarda var olan haklarını kullanmak ve güçlerini birleştirmek istiyordu. Fakat birden fazla sendikaya üye olunabileceğini söyleyen yasalarımız bir kenarda dursun Mitsuba Otomotiv fabrikasında çalışan işçiler sendikalaştıkları için işten çıkarıldı.
Fabrikada Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 2 No’lu Şube örgütlenmiş, çoğunluğu sağlayarak mart ayında yetki belgesini almıştı. Toplu sözleşme görüşmeleri yapılması gerekirken patron sendikayı tanımayarak öncü işçileri işten attı.
Sendikal hakları için mücadele eden ve işten atmalara karşı direnen Mitsuba işçileri, fabrikayı terk etmeme kararı alarak kendilerini fabrikaya kapattı. Bir gün boyunca eylemlerini sürdüren işçiler kararlılıklarını ifade ederken Birleşik Metal-İş ile işveren tarafı arasında gerçekleşen görüşmede patron, işçilerin sendika hakkını tanıyarak sendikanın hazırlayacağı taslak sonrası toplu iş sözleşmesi görüşmeleri için masaya oturacağını duyurdu. Fakat işten çıkartılan öncü işçileri işe geri almayacağını sadece tazminatlarını ödeyeceğini bildirdi.
Sendikanın sonucu duyurmasının ardından içerideki işçiler gözyaşlarını tutamayarak, işten çıkartıldığı için kapı önünde direnen öncü arkadaşlarına sarılırken arkadaşlarını teselli eden, işten atılmış bir kadın işçinin söylediklerini unutamıyorum. ‘’Önemli olan buraya sendikanın girmesiydi. Ağlamayın! Bunu başardık.’’
Sendikal öğütlenme anayasal bir hak olsa da ülkemizde büyük zorlukları içinde barındıran, sabır ve dayanışma gerektiren, bedelleri ağır bir mücadeledir. Mitsuba’ya sendikanın girmesi ve toplu iş sözleşmesinin yapılacak olması büyük bir kazanım ve başarıdır. Bunu da gözünü karartarak kendilerini fabrikaya kapatan emekçiler kazanmıştır. Fakat atılan işçilere sahip çıkmak, onların işe iade davalarında yanlarında olmak, dava sonuçlanana kadar maddi, manevi destek sunmak, olumsuz bir sonuçla karşılaşmaları durumunda hayatlarını yeniden kurmalarına yardımcı olmak başta sendika olmak üzere tüm arkadaşlarının ödevidir.