Çok net ve aleni..
Daha önceki cuma günü Cumhuriyet Savcılığı’na soruşturmanın sürmesinden sebep yorum getiremeyeceğim bir meseleden ötürü ifade vermiş biri olmanın getirdiği rahatlıkla ve gemileri yakmış modda aleni isimleriyle deklare ediyor ve talepleri halinde Gebze Adliyesi’nin konumunu da göndermeyi taahhüt ediyorum ki..
AKP’li Belediye Başkanı Hamza Şayir ile birlikte AKP’li meclis üyeleri Adem Çarıkçı, M.Emin Aktaş, İcabi Türkel, İbrahim Dursun, Abdurrahman Tuza, Burhan Turgut, Celal Çelik, Oğuzhan Artut, üstelik babası Halit Yaşar da bir dönem (1994-1999) Dilovası Belediye Başkanlığı yapan Sinan Yaşar ile birlikte grubun en tepesindeki AKP Dilovası İlçe Başkanı İlhan Yıldırım…
Dilovası’nda halkın iradesine yönelik siyasi ayıba ve ahlaksızlığa imza atmıştır.
Belediyede geçen dönem zaten şaibeliydi. Bu dönem de birçok şaibeyle anılırken bu tutumları ile tüm şaibelerin doğruluk payını yüksek hale getirmişlerdir.
Son meclis toplantısını kayıttan dinledim. Oğuzhan Artut’un Salih Adıgüzel’e tepkisi de haberin detayında var. Artut veya Adıgüzel haklıdır haksızdır ayrı mesele. Ama bence Artut sadece ne söylediğine değil, arkadaşları ile birlikte ne yaptığını da bakmalıdır.
Öncelikle şunu belirtmek isterim..
Konuyu aynı zamanda Gebze Belediyeler Birliği Başkanı olan Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir’e bir telefon görüşmemde, sözlü olarak aktarmanın getirmiş olduğu rahatlıkla da ifade ederim.
Gebze Bölgesi’nde dört belediye meclisinin eş zamanlı toplantı düzenlemesi, art niyetlidir.
Art niyetli olduğuna dair somut verim Dilovası’dır.
Şöyle ki..
2020 yılının aralık ayı olağan toplantısı dâhil olmak üzere Dilovası Belediye Meclisi yıllardır saat 11.00’de toplanmakta idi.
Dört belediyenin ana bahanesi de, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne evrak yetiştirememek oldu.
Bu bir bahaneydi.
Şayet Dilovası Belediyesi üstelik 11.00’de toplanmasına rağmen evrak yetişmiyorsa akıl mantık gereği toplantının 09.00’a çekilmesi gerekiyordu.
15.00’e alınarak süre dört saat daha daraltıldı.
Dilovası’nın 11.00’de toplanmasından sebep diğer üç ilçe belediye meclisinden bir veya birkaçı aynı güne denk gelse dahi aynı gün en az iki meclis takibi için elverişli bir konum vardı.
Pazartesi, “Haftanın ilk iş günü”; Cuma, “Haftanın son işgünü”; Çarşamba, “Büyükşehir’e yetişmez”…
Sabah, “İş güç ver”, akşam “Memurlar var, pandemi var…” gibi bahanelere sığınan siyasi tanımla AKP zihniyeti, meclis toplantılarını basından da kaçırma derdindedir.
Çözüm o da kısmen; gidilemeyen meclis toplantısına dair ele geçerse yayın dinlemektir ancak dördünün eş zamanlı düzenlenmesinden ötürü takip edilen meclis toplantısı ile birlikte takip edilemeyenlerin haber işçiliği yükü bir anda peş peşe yığılmakta ve aynı zamanda süre giden hayat, beraberinde programlı programsız haber konularını da yazılmak üzere biriktirmeye devam etmektedir.
**
Yine ana konularımızdan birine döndüğümüzde, bir de dün Darıca’da yaşananları hatırlattığımın okunulduğunu varsaydığımda iktidar partisi gerek genel ama işimiz yerel…
Yerelimizde Dilovası’nda bir güç zehirlenmesi içindedir.
Nuh Çimento’nun ek tesisine dair ÇED sürecini anımsadığımızda..
Yalanlamadığı iddialardan sebep aldığı bir emire “Tak şak..” uyarak güce biat eden ve başkasının kontrolünde olduğu aleni Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir ve ne yazık ki meclisteki partili arkadaşları..
Kendilerini muhalefetin meclis üyelerine karşı iktidarda olmalarından sebep bir güç olarak görmekte..
Ve herkesi kendileri gibi sanıp biat etmelerini beklerken siyasi ahlak ve siyasi terbiye sınırlarının tamamen dışına çıkarak muhalefetin denetim komisyonuna kimi vereceğini kendileri belirleme çabasındadır.
Şekil o ki sadece bulundukları makamlara gelmek için gördükleri demokrasi, halbuki bir amaç ve yaşam biçimidir. Söz konusu tavırları istisnasız tüm Dilovası Halkı’nın iradesini tanımamaktadır. Sadece adı konmayan yerel ittifakta Saadet Partisi aday ve adaylarına oy verenlere değil başta Cumhur İttifakı/AKP olmak üzere diğer partilerin adaylarına oy veren seçmenin de iradesi yok sayılmıştır. Çünkü o seçmen verdiği oyun toplam çoğunluğunun getirisiyle belediyede iktidarı belirlerken vermediği oyla da muhalefette kimin kalması gerektiğini tercih etmiştir.
Daha iki ay önce kapatılmasını istedikleri belediye şirketindeki manevralarına karşın en basitinden basın toplantısı marifetiyle halkı bilgilendirme gereği bile görmeyenler..
Denetim komisyonuna o müdahaleleri ile de ne tür bir şaibenin altına kendilerini, üstelik kendilerinden sebep soktuklarının bile farkında değiller ne yazık ki…
Bir duyuma göre aynı zamanda belediye meclisinde AKP Grubu’nun Başkanı da olan AKP Dilovası İlçe Başkanı İlhan Yıldırım şubat meclisinin ilk oturumunda Dilbel’in devamına ilişkin kararın alınmasından sonra toplantının diğer gündem maddelerini beklemeden salondan ayrılmıştır.
Şayet bu duyum doğruysa AKP genelde olsun, yerellerde olsun halkın üstelik yoksul halkın oylarıyla iktidarda yer edinmesine karşın memlekette tek sınıfın, sermaye sınıfının partisidir.
Dilovası İlçe sınırları içindeki Özer Elektrik ve HSK Systemair direnişleri sürecinde bir defa olsun oralara konuk olmayarak tavrını..
Anayasa ve yasa çiğneyen işverene karşı suskun kalarak Anayasa ve yasanın emanet edilemeyeceği bir parti olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Dilovası Belediyesi’nde 1994 öncesi dönemi öylesine; 1994 sonrası dönemi içinde yer almamdan sebep bilirim.
Bence Dilovası Belediyesi gerçek anlamda belediye olduğu tek dönemi MHP’li Musa Kahraman döneminde yaşadı.
Adı hep “çiftlik” olarak anılan belediye Ali Toltar döneminde bu anlamda zirveyi görürken Hamza Şayir dönemi de, Toltar dönemine rahmet okutacak boyuta, şubat meclisindeki tutumla gelmiştir.
Ve Dilovası Belediyesi’ne demokrasi, gerçek anlamda yine belediye olduğunda gelecektir ki, bu dönem için umutsuz vakadır!