Çok daha fazla okunacağını bilsem de dönemin akımına uymayıp ikinci anlatı kitabımın adına ‘’Kaybedenler’’, ‘’Tükenenler’’, ‘’Teslim olanlar’’ değil, ‘’Baş eğmeyenler’’, ‘’Direnenler’’, ‘’Dövüşenler’’ koyacağım. Çünkü gerçekçi sanat bireysel tükenişlerden değil, toplumsal mücadelelerden, aklını, kalbini ve bedenini kıpırdatmayıp yenilenlerden değil, yaşadığı zorluğa karşı aklıyla, kalbiyle ve bedeniyle mücadele edenlerden güç alır.
O da bunlardan güç alarak bu görkemli direnişi sanata çevirenlerden biri. Adı Duygu Şahlar. Antakya’da okul öncesi öğretmenliği yaparken Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen Eğitim-Sen’li öğretmenlerden biri. Öğrencilerine, artık öğretmenlik yapamayacağını açıklarken veliler yıkıldı, sınıf gözyaşlarıyla inledi. Bir öğrencisi Şahlar’ın yanına gelip ‘’ Sen de ağla öğretmenim belki ağlarsan seni göndermezler’’ dediğinde masumiyet tüm Kanun Hükmünde Kararnameleri çoktan yerle bir etmiş, sevgi, haksızlığı yere sermişti.
Görevinden alınınca Antakya’dan ailesinin yanına, Adana’ya döndü Şahlar. Bir süre ne yapacağını bilemedi. Fakat öğretmenlik yapamasa da çocuklardan kopamadı. Onlara yapabileceği en güzel şeyi yapıp masallar anlatmaya başladı. Daha öncede hastanede yatan çocuklar için, Ali İsmail Korkmaz Vakfında ve Ahmet Atakan Kütüphanesinde gönüllü animasyon, tiyatro ve öğretmenlik yapmıştı. Çocuklardan sonra büyüklere de masal anlatmaya başlayınca aklında bir fikir belirdi. Susup oturmayacak, korkup içine kapanmayacak, üretip meydan okuyacaktı. KHK’ler ile işlerinden atılan, tutuklanan kamu emekçilerinin hikâyelerinden yola çıkarak bir tiyatro oyun hazırlamaya karar verdi. Ve bunu kısa sürede hayata geçirdi.
Güzel bir emek, büyük bir özveri ve yüce bir tutkuyla hazırlanan oyunun ilk gösterimi 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde Adana da gerçekleştirildi. Sonra sırtlanıp oyununu, umudunu koyup çantasına düştü bilmediği yollara. Sendikası Eğitim-Sen şubelerinde sahne almaya başladı ilk. Sonra salonlar, sonra kültür merkezleri… Güzellik yürüdü, yürüdükçe büyüdü, büyüdükçe örgütlendi. Örgütlendikçe çiçek açtı izleyicilerin gönlünde… Sıcak samimi söyleşiler, demli çay eşliğinde düşünülen çözüm arayışları, çoğalan umut, yücelen dayanışma duyguları eşlik etti gösterim sonralarına.
Duygu Şahlar’ın KHK’ler ile haksız bir şekilde işlerinden atılan, tutuklanan kamu emekçilerinin hikâyelerinden yola çıkarak hazırladığı “Bi’şey Anlatıcam” adlı oyunu Türkiye’yi dolaştı. 31 il gezip 42 yerde gösterimi gerçekleştirildi. Beğenildi. Sevildi. Ayakta alkışlandı. Hatta turne bitmişti ki başka yerlerden de davet geldi. Muğla da o yerlerden biriydi. Şahlar oyununu oynamak için Muğla’ya gitti. Fakat kentin 5 ilçe kaymakamı da aynı anda oyunu ‘’uygunsuz’’ bularak oynanmasını, seyirciyle buluşmasını engelledi. Yani OHAL Türkiye’sin de oyuna eklene bilecek yeni bir anlatı daha çıkmış oldu.
Önemli olan onların değil Duygu Şahlar’ın kararıydı. Şahlar yasağa meydan okudu. Mesleğinden haksız yere ihraç edilen bu cesur öğretmen, oyununu alternatif yerlerde oynadı ve oynamaya devam ediyor. Ve yine son sözü kılını kıpırdatmadan düşenler değil, dövüşe dövüşe direnenler söylüyor.