Türk Metal Sendikası tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Yerel Medya Kurultayı için 3 günlüğüne Aydın Didim'e geldik.
Yerel Medya Kurultayı ile ilgili olarak daha sonra tim detaylarını siz değerli okuyucularımla paylaşacağım.
Ancak önce Türk Metal Sendikası ile ilgili olarak tüm görüş ve fikirlerim değişti.
Geçmişte hiç tanımadığım haberlerine dahi gitmediğim Türk-Metal Sendikası meğer sadece sendikal faaliyetler yapan bir kuruluş değil.
Başlı başına bir akademi gibi.
Kurultay için yola çıktığımızdan otele yerlesmemize kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü.
Kurulayın gerçekleştirileceği otele geldiğimizde otelin sendika üyelerinin öz malı olduğunu öğrendim.
Sendikanın oteli mi olur demeyin.
Bende ilk duyduğumda öyle düşünmüştüm.
Ancak daha sonra Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Sayın Pevrul Kavlak'ı dinledikten sonra tüm fikrim değişti.
İlk gün karşılama ve otele yerleşme ile geçti.
Sabah Yerel Medya Kurultayı için salona gittiğimizde yine kurultaya katılacak tüm gazetecilerin isimleri teker teker yazılmış halde gayet disiplinli bir şekilde herkes yerine oturdu.
Kurultay tam saatinde başladı.
Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Sayın Pevrul Kavlak açılış konuşması ile başlayan kurultayda Sayın Kavlak çok önemli konulara değindi.
Yerel medyanın bu kadar güçlü olduğu ilk kez Bursa'daki toplu iş sözleşmelerinde gördüklerini ifade eden Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Sayın Pevrul Kavlak bu kurultayların devam etmesini diledi.
Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Sayın Pevrul Kavlak'ı konuşmasının devamında sendikanın önemini ve Türk-Metal Sendikası olarak yaptıkları faaliyetler hakkında önemli bilgiler verdi.
Sayın Pevrul Kavlak konuşmasında yerel basınla ilgili olarak ise; "12 Eylül’den bu yana işçi sınıfı üzerine çöken kara bulutların dağıtılması gerekiyor. Yıllar içinde bir bir elimizden alınan haklarımızın geri alınması gerekiyor. Sermaye çevrelerinin bir türlü gündemden düşürmediği, pandemi koşullarında bile gündeme getirilen kıdem tazminatı hakkımızı sonuna kadar korumamız, sahip çıkmamız gerekiyor. Peki, bunları kim yapacak? Elbette ki biz yapacağız. Nasıl ki on yıllar boyunca kamu kesimindeki taşeronlaşmanın, sömürü çarkının sona ermesini biz sağladıysak, diğer sorunlarımızı da yine biz çözeceğiz. Nasıl? Mücadele ederek. Nasıl? Direnerek. Gerekirse kavga vererek. İşte bu toplantımızın en önemli amaçlarından biri budur. Bizim sizlere basın emekçilerinin desteğine ihtiyacımız var. Sesimiz olmanıza, nefesimiz olmanıza ihtiyacımız var. Bizim mücadelemize vereceğiniz her destek, yapacağınız her haber, yazacağınız her yazı emekçilerin sofrasında bir dilim daha ekmek olacaktır. Onların bebelerinin sütü olacaktır. Alın terlerinin karşılığı olacaktır."