DERTLEŞME

Bazen eski tanıdıklarıma rastlıyorum, çalışmadığımı duyunca şaşırıyorlar. Beni emekli bir insan olarak hayal edemiyorlarmış.

Yeni tanıştıklarımın hemen hepsi de emekli olduğumu duyunca şaşkınlıkla “genç emekli olmuşsun neden çalışmıyorsun” diye soruyorlar.

 Bu sorulardan da, herkese cevap vermekten de sıkıldım desem yeridir.

Oturup uzun uzun başımdan geçenleri anlatacak halim yok elbette. Ama söyleyeceklerimde, samimi olduğuma, ikna olmalarını da istiyorum. Ancak koca bir yaşanmışlığı bir iki cümlede özetlemek çok zor.

Aynı sorulardan bıkmışken, bir de herkese aynı cevabı yetiştirmek benim için daha bir usanç sebebi. Ben de usancımı gidermek için, onlara meramımı anlatacak birbirinden farklı kısa cümleler kuruyorum.

Şöyle:

 “Sistem hasta, beni hazmedemiyor kusuyor” diyorum.

“İnsanlara onurlu bir yaşam sunamayan ortamlar bende alerji yapıyor” diyorum.

“İsteyerek ayrılmadım aslında ama böyle bir sonuçla Allah’ın beni, benden daha çok sevdiğine karar verdim” diyorum.

“Yıllarca mutlulukla çalıştım, geriye dönüp baktığımda neden yapmadım ya da yaptım diye pişmanlık duyduğum hiçbir şey yok. Çok şükür şimdiye kadar sahip olmak istediğim şeylere sahip oldum. Öyle ise, sizce saçma bir ortamda çalışmamı gerektiren bir şey var mı?” diyorum.

Eski tanıdıklarım sorularına şunu da ekliyorlar “öğretmenliği çok hevesle yapardın, özlemiyor musun?”

Gülümsüyorum, “haklısınız” dedikten sonra “Türkiye’de her yer öyle tatsız tuzsuz ki, arkamı dönüp bakmıyorum bile..Ben de sizin kadar şaşkınım kendimle ilgili, nasıl oldu da okullardan bu kadar soğudum?”diyorum.

Gerisini ise size yazayım. Bırakın okullardan soğumayı ben Türkiye’den bile soğudum aslında. Allahtan evimi, Darıca’yı seviyorum. Eh bir de hobileri olan bir insanım. Vakitlerimi oldukça zevkli ve huzur içinde geçiriyorum.

Bir de başımızdaki siyasiler cumhuriyetin kazanımlarıyla oynamasalar, problemlerin kaynağı haline gelip milletin anasını ağlatmasalar, değmeyin keyfime…