Kadıköy’de, son zamanlarda ligde kötü gidişata bir türlü son veremeyen ve Avrupa’dan elendikten sonra her maçta geriye giden Galatasaray ile 7 maçlık namağlup serisi’nin yanı sıra yükselen performansıyla net skorlar alan Fenerbahçe karşı karşıya geldi. Maçı sarı lacivertli takım, Miha Zajc ve Serdar Dursun’un golleriyle 2-0 kazanarak lig 2.’liği yarışını sürdürdü ve 2 yıldır evinde kaybettiği Galatasaray’ın serisine son verdi.
Fenerbahçe, derbide sahada futbol adına bir şeyler yapmak isteyen tek takımdı. İsmail Hoca ile birlikte oyunlarını oturttular ve hem kazanan bir takım haline geldiler hem de Fenerbahçe’de oldukça özlenen göze hoş gelen bir futbolu sahada izleyebiliyoruz. Orta sahanın hücum kısmında topu iyi kullanan Rossi-İrfan-Mert Hakan üçlüsünün arkasındaki Crespo ve Zajc hem bu üçlünün hücumda etkinlikleri ile oluşturduğu savunma zafiyetini çok iyi kapatıyorlar hem de zaman zaman ceza sahasına attıkları koşularla rakibin savunma dengesini bozabiliyorlar ki ilk gol de öyle geldi. Rossi ve İrfan, her ikisi de kanattan ilerleyen değil de daha çok ters ayaklı olmalarından da kaynaklı olarak içeri kat ederek hücum yaptıkları için beklerin hücum desteği rakip yarı sahada oldukça önemli hale geliyor. Bu noktada devreye giren Ferdi ve Osayi ikilisinin enerjileri ve özellikle Ferdi’nin top kullanma becerisiyle hücumda hem ceza sahasına sayısal olarak daha fazla oyuncu sokma hem de kalite anlamında fark yaratılabiliyor. Fenerbahçe, son dönemde yeni teknik direktörün kim olacağı konularını da tartışırken muhtemelen bir taraftan da “güzel giden bu işi bozar mıyız acaba?” diye de içlerinden geçiriyorlardır diye düşünüyorum. Yeni bir hocanın gelip de kendi sistemini kurması yine bir süre alacağından, bu süre zarfında kaybedilen her puanda “İsmail Hoca’nın hazır sisteminin bozulduğu” eleştirileri yönetime gelecektir. Bir kumar oynanacak ama benim oyum açıkçası yabancı bir teknik direktörle anlaşmaktan yana olacaktır. Şu an ne kadar başarılı olsa da Avrupa futbolunda İsmail Hoca gibi hocaların bir geleceği olmadığı düşüncesindeyim.
Galatasaray artık daha fazla ne kaybedebilir diye düşünmeden edemiyorum kendimi. Orta sahayı da konuşsak, hücumu da konuşsak her tarafı elde kalıyor. Galatasaray’da hücumda yetenek katacak oyuncular Kerem hariç yaşlı, tempo yapıp top kullanacak oyuncular ise yeteneksiz. Galatasaray kadrosundan Marcao, Nelsson, Kerem ve Cicaldau’yu çektiğinizde gerçekten küme düşecek bir takım kalıyor geriye ki bu oyuncular kadroda olmasına rağmen bir süre bunun korkusu da yaşandı. Galatasaray’da başkan yok, teknik direktör gelecek sezon olmayacağını biliyor, oyuncular sezonu kapatmış ve derbiye dair bir heyecan yok. Hedefsiz bir büyük takımın belki de ligdeki tek hedefi sezonu en azından taçlandıracak bir derbi galibiyeti kazanmak olur ama bunun enerjisini de görmedik Galatasaray’da. Ben bir Galatasaray taraftarı olarak bu takımın geleceğinin de olmadığını görebiliyorum. Yeni başkan umarım bu enkazı kaldırabilecek yeterlilikte biri olur diyebiliyorum sadece. Yoksa taraftarlar dalga geçtikleri Fenerbahçe’nin şampiyonluk hasretinin benzerini yaşayacaklar gibi duruyor.