DEPREMİ ASLA UNUTMA!

Cengiz Akgün

Son zamanlarda Anadolu’nun dört bir yanı beşik gibi sallanıyor.

Karada ve denizde meydana gelen 4-5 şiddetindeki sarsıntılar yediden yetmişe huzursuz ediyor.

Yer bilimcilerin yaptığı açıklamalar ve uyarılar vatandaşlar tarafından dikkatlice takip ediyor.

Aynı şeyleri ülkeyi yönetenler için söylemek pek olası değil.

Onlar deprem sonrasına dair birtakım hazırlıklarla meşguller.

Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir misali!

Yazımı hazırlarken Malatya Yeşliyurt’ta 4,6 şiddetinde deprem meydana geldi.

O bölge zaten 6 Şubat’ta devasa depreme maruz kaldığı için vatandaş sürekli tedirgin.

Benzeş şeyleri yıllar önce bizde yaşadık.

O yüzden onları çok iyi anlıyoruz.

17 Ağustos 1999’da meydana gelen 7,4 şiddetindeki deprem sırasında bölgemiz de en büyük yıkım Darıca’da Eriş Sitesi’nde yaşandı.

40’ın üzerinde insan yaşamını yitirmişti.

Hayatlar son bulmuş, ocaklar sönmüştü.

Görenlerin güzelliğine gıpta ile baktığı sitenin binaları deprem sırasında yerle bir oldu.

Ardınca ortaya çıktı ki ince demir, deniz kumu ve ucuz malzemelerle bu binalar imal edilmiş.

Gazeteci olarak sitenin yıkılmış halini bizzat yerinde gördüm.

Eriş Sitesi’nin yüklenicisi ve mimarı hakkında dava açıldı.

Sonra ki yıllarda bilirkişi raporu falan filan derken dava galiba zaman aşımına uğradı.

Paranın belirleyici olduğu her yerde ne yazık ki üç kâğıt ve dalavere sürüp gidiyor.

Ölenler öldüğü ile kalıyor!

Bu site binalarının altında kalıp ölen insanlar, hatalı ve yanlış yapılan inşaatlara izin veren ve denetlemeyen belediyenin, devletin öteki kurumlarının, daha az maliyetle çok para kazanmak isteyen aç gözlü müteahhidin ve mimarın kurbanı oldular.

Esasen başka depremlerde ölenlerde benzer şeylerden yani depreme karşı dayanıklı yapılmayan binalardan dolayı can verdiler!

Gebze ve ülkemiz depreme ne kadar hazır acaba?

Bu soruyu belki yüzlerce, hatta binlerce kez kendimize sorduk.

Fakat bir yanıt alamadık.

17 Ağustos depremimin üzerinden 24 yıl geçmesine karşın bölgemizde orta veya az hasar görmüş birçok binanın akıbeti meçhul!

Kimileri uyduruk güçlendirme ve dış cephelerinin boyanıp, süslenmesiyle sağlam diye yutturulmaya çalışıldı.

Bu binaların sayısı ne kadar?

Deprem yaşamın bir gerçeği ve her zaman olmaya devam edecek.

Gündelik, göz boyamaya, toplumun gazını almaya yönelik çözümler şimdi ve gelecekte, depremin yaşatacağı acıları, gözyaşlarını engelleyemez.

Depreme dönük ciddi, insan yaşamını önceleyen çalışmalar yapılmasını bekliyoruz.