Maraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat’ta saat 4.17’de meydana gelen 7.7 büyüklüğünde ki deprem birçok ilde yıkıma ve can kaybına sebep oldu. Depremler sonrası yaşanan kargaşa bölgeye egemendi. Saat 4.17’de insanlar uyurken yakalandılar 7,7 şiddetindeki birinci depreme. Birinci depremden 9 saat sonra yine merkez üssü Elbistan olan 7,6 şiddetinde bir deprem daha meydana geldi. Kahramanmaraş/Elbistan merkezli ikinci depremin şiddeti 7,6 oldu. Birbirini izleyen yüzlerce artçı depremler yıkıntıyı daha arttırdı. 13,5 milyon insanın yaşadığı, birçok Avrupa ülkesinden daha büyük bir alanı etkileyen depremler, felakete, faciaya dönüştü.
İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenleri, Maraş merkezli depremlere dair hazırladığı raporda en belirgin yıkım nedenlerini sıraladı. "Yıkılan binaların enkaz haline gelmesi hususunda birçok parametre etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür." denilerek İmar affı gibi düzenlemelere son verilmesi gerektiği getirildi.
*
İspanyol kanalı TV5, birçok yabancı ekibin deprem bölgesindeki faaliyetlerini durdurup ülkelerine dönmeye başladığını duyurdu. Haberde hükümete ve organizasyona dair eleştiriler de dile getirildi. Pazar günü ülkelerine dönmek için Adana Havalimanına gelen ekiplerin arasında bazı İspanyol sivil toplum kuruluşlarının ekiplerinin de olduğu belirtildi. TVE’e konuşan İspanyol K9 ekibinin üyesi Pedro Furutos, “Hükümet makinaları sokmaya karar verdi. Makinaları sokarsan insanları öldürürsün. Bu bizim gidebileceğimiz yol değil” ifadelerini kullandı.
**
Hükümet depremzedelerin barınması için KYK yurtlarının kullanılacağını ve bu nedenle üniversitelerin uzak eğitime geçeceğini duyurdu. Ülkemizde her olağanüstü durumda üniversitelerin kapatılması artık bir kural haline geldi. Binlerce otel odası boş dururken fatura öğrencilere kesildi. Ülkenin dört bir yanında devlet kurumlarının ve birçok kuruluşun sosyal tesisleri ve misafirhaneleri varken, ilk elden KYK yurtlarının boşaltılması anlaşılır değil.
Uzaktan eğitim kararı, dayanışmaya, sosyalleşmeye, birbirimizle insani temaslarımızı arttırmaya en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde bu ihtiyacı hiçe sayan bir karar. Gençlerin hem akademik hem de psikolojik olarak eğitimin yüz yüze yapılmasına ihtiyacı var. Online eğitimin verimsiz ve eşitsizlikler yarattığı pandemi döneminde görüldü. Öğrencileri bir kez daha eğitimden koparmak bu kuşağa yapılan çok büyük bir haksızlık olur. Başımıza gelen her felakette eğitimden vazgeçersek, kayıp bir nesil elde ederiz. Asıl, eğitimle ayakta kalacağız
***
Yaşadığımız bunca akıldışı, çağdışı yaklaşım ve uygulamalar yetmezmiş gibi birde Diyanet'e bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, depremzede çocukların evlat edinilmesiyle ilgili soruya karşılık sitesinde yayınladığı fetvayla açıklamada bulundu. İnternet sitesinde depremle ilgili özel bir bölüm oluşturan Din İşleri Yüksek Kurulu'na "Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi" sorusu yöneltildi. Soruya yanıt olarak yayınlanan fetvada İslam’da evlat edinme müessesesinin bulunmadığını, evlat edinilen çocuğun evlatlık alan kişinin soyuna kaydedilmesinin caiz olmadığını, evlatlık ile evlat edinen arasında evlenme engelinin de bulunmadığını belirten bir cevap verdi. Üzerine söz bile söylerken utanıyor insan.
****
Depremin açtığı derin yaraların sarılması, yurttaşlarımızın bir an önce sağlıklı ve güvenli konutlara kavuşması için bile büyük bir dönüşüm gerekiyor. Türkiye’nin bugünkü düzenden bir an önce kurtulması ve devletçi-planlı ekonomiye geçmesi lazım. Ülke olarak yönümüzü bilime ve tekniğe çevirmek zorundayız. Akademik ve meslek odalarımızı, onların uyarılarını dinlemek zorundayız. Yoksa yine felaketle karşılaşırız.