DEPREM GERÇEĞİNİ GÖRMEZDEN GELMEK!

Cengiz Akgün

Önceki gece saat 23.53’te Marmara Denizi'nde 4,1 ve 01:15’de Gümüşhane Kelkit'te 4,3 şiddetinde 2 ayrı deprem meydana geldi.

Marmara denizinde Çınarcık açıklarındaki sarsıntı Gebze ve civarında da hissedildi.

İşte o an unutmak istediğimiz fakat aklımızın hep bir ucunda olan depremi bir kez daha anımsadık.

Hemde endişe içinde ‘’acaba büyük deprem olur mu?’’ sorusunu kendimize sorarak.

Hemen televizyonaların başına geçip deprem uzmanlarından gelen açıklamalara kulak kabarttık.

Deprem gerçeğini ne yapsak unutmamız mümkün değil.

Kaldı ki unutmamamız da gerekiyor.

Çünkü deprem ülkemizin ve de dünyamızın gerçeği.

Her an meydana gelme ihtimali var.

On binlerce yıl önce olduğu gibi bugün ve yarında yer hareketleri devam edecek.

Bunun yanında depremlerde can ve mal kayıpları da yaşandı, yaşanacak.

Bu gerçek asla değişmeyecek.

Burada yapılması gereken depreme karşı gerekli önlemlerin alınmasıdır.

Hem vatandaş hem de devletin.

Özellikle devlet!

Sadece deprem sonrasına değil asıl sarsıntı öncesine çok daha fazla önlem alınması, çalışma yapılmasıdır.

17 Ağustos 1999 ve 6 Şubat 2023 depremlerinde yaşanan can ve mal kayıplarından çıkan sonuç ülkemizde depreme öncesine dair yeterli çalışma yapılmadığıdır.

Devletin yada siyasal iktidarların bu işi oluruna bıraktığıdır!

Mesela deprem kuşağı içinde yer alan Gebze’de olası bir deprem anında toplanma yerlerini bilen kaç kişi var?

Gazeteci olarak ben bilmiyorum!

Gebze merkezde her taraf beton bina dolu, insanların kaçıp canını kurtaracağı toplanacağı alan neredeyse yok.

Neresinden bakarsanız bakın Gebze özelinde deprem öncesine dair hala ciddi çalışmalar ve hazırlıklar olmadığını görüyoruz.

Deprem ancak ve ancak bilimin ışığında bilimsel çalışmalarla ve anlayışla mücadele edilebilir.

Depremi basite almak, kaderci bir yaklaşıma indirgemek çok daha fazla can ve mal kayıplarına neden olacaktır.

Japonya başta olmak üzere birçok ülke depreme karşı bilimsel-akılcı ve de aynı zamanda insan yaşamını ön planda tutan çalışmalarla kayıp ve hasarlar minimuma indirilmiştir.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminde yaşanan can ve mal kaybı ise ülkemizin deprem konusunda hangi aşamada olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak depreme karşı bilinçlenmeyen yurttaş ve devletten söz ediyoruz.

Yaşanan acılar, kayıplardan ders çıkarılmadığını ve hala deprem sonrasına dönük bir takım hazırlıklar olduğunu görüyoruz.

Cenaze torbası değil depreme dayanıklı güvenli binalar, toplanma merkezleri, bilimi rehber alan yöneticiler istiyoruz!