CHP’nin önceki genel başkanı Deniz Baykal’ın yaşamını yitirmesi sonrası sosyal medya sayfamda paylaşım yaptım.
CHP’nin içinde yetişmiş İnönü, Ecevit dönemlerinde yine parti içinde önemli görevler üstlenmiş, 12 Eylül darbesinde kapatılan CHP’yi 1992 yılında yeniden açılmasını sağlamış ve 18 yıl boyunca genel başkanlık yapmış bir isimden söz ediyoruz.
Türk siyasetinde kayda değer bir isim olduğu için ve de üyesi olduğum partinin eski genel başkanı olduğundan sosyal medya sayfamdan vefat haberini duyurdum.
Bir süre sonra baktım ki paylaşımın altına verip veriştiren gırla.
“Ateşi bol olsun, iyi ki ölmüş, hakkımı helal etmiyorum” falan gibi daha birçok kötü şeyler yazmışlar.
Bende ölmüş birisinin ardından bu tür seviyesiz şeylerin yazılmayacağını ifade ettim.
Hani yazdıkları eleştirisel olsa eyvallah alenen sövgü hakaret var.
Deniz Baykal’ın R. Tayyip Erdoğan’a siyaset yolunu açarak ülkeye kötülük yaptığına inandıkları için küfür kıyamet şeyler paylaşıp durdular.
Hadi gaza gelmiş kimi CHP’liler neyse de CHP’li olmayan sağ bir partinin üyesi olan birkaç kişinin de Baykal’a hakkını helal etmeyeceğini yazması gerçekten trajikomik bir durumdu.
Deniz Baykal’ın genel başkan olduğu sırada bende CHP’nin Gebze Gençlik Kolları başkanıydım.
Baykal ile siyaset anlayışımız, düşünce yapımız kesinkes aynı değildi.
Biz CHP’nin en solundaydık, Baykal ise en sağında.
Baykal, siyaseten ve kişisel olarak birçok yanlış ile CHP’nin yıllarca ‘müzmin muhalefet’ kalmasına neden olmuş birisidir.
Kendisi ayrıca 18 Nisan 1999 seçimlerinde CHP’yi tarihinde baraj altında bırakarak TBMM dışında kalmasına neden olmuştur.
Diğer taraftan partiyi devamlı ‘sağa’ çekerek sol sosyal demokrat parti kimliğinin yitirilmesine neden olmuştur.
Yine ‘klik’ ekibiyle tek adam anlayışıyla parti içi demokrasiye sekte vurması, hiçbir birikimi, özelliği olmayan kimi isimleri vekil yapması gibi bir sürü şeyi yazmak mümkündür.
Tüm bunlar eleştiridir ve o kişinin yaşarken yaptığı yanlışlara karşı bir durum tespitidir.
Ki yaşadığı sırada da bunları defalarca yazmış, dile getirmiş birisiyim.
Elbette birisi öldü diye yaptığı yanlışlar konuşulmayacak diye bir şey yok.
Konuşulacak, tartışılacak ki geçmişte yapılan hataların bir daha olmamasının önüne geçilsin.
Ancak ifade ettiğim gibi kim olursa olsun küfür ve aşağılama erdemli insanların işi değildir.
Zaten günümüzde sabahtan akşama kadar küfür eden siyasetçilerden gına geldi, bari siz yapmayın