Dünden devam…
Sevinmesin ey zalımlar / Öldüğüme benim benim / Yiğit ölmez kolay kolay / Ben ölmedim ki, ben ölmedim ki
Bakmayın suskunluğuma / Bakmayın durgunluğuma / Bedel verdim her kavgada / Yenilmedim ki
Denizlerin dalgasıyım / Ben halkımın kavgasıyım / Yarınların sevdasıyım / Yenilmedim ki
Selda BAĞCAN
**
Demokrat Gebze demek Ragıp Demirkol demek. Girizgahı habere pas etmiş olayım..
**
Siyasal İslamcı vahşi kapitalizmin muhalif kesimleri susturmak için ekonomik ambargo uyguladığı esnada kullandığı yapılardan BİK’in aracılığıyla Evrensel Gazetesi’nin hak ettiği ne kadar ilan geliri varsa ambargo uygulamasına karşı sol’un bir hayli renginin Gebze’de tek vücut olduğu o kare beni teee 2000’lere götürdü.
Evrensel, EMEP’in yayın organı.
Keşke Ragıp Demirkol’un vefatı sonrası o gazete, “Ben sol’un elinden çıkıyorum” diye avaz avaz ama sessiz sedasız haykırdığı esnada EMEP dahil olmak üzere Gebze Solu seyirci kalmasaydı da..
Gazete önce Milli Görüşçüler’in eline geçmesinin direğinden dönerken..
Sosyal demokratlardan, -Milli Görüşçülerde kalsaydı keşke daha iyiydi dedirtecek şekilde- liberal demokratların eline geçtiğinde..
Oradan da AKP kurumsalında her dönemin iktidarı zevat tarafından alınıp oradan da Fethullahçı Murat Dağdeviren’e satıldığında..
Hiç olmazsa o satışlardan birinde devreye girip gazeteyi kurtarsaydı..
Ve aslında her dönemin iktidarı “AKP”liye evrildiğinde bir müdahale geliyordu..
Sözüm ona CHP’li şımarık, züppe, liberal ötesi liboş şahsiyet Gülen Dinçer;
Yatacak yerin yok Gülen Dinçer yatacak yerin yok..
Gazeteyi Abbas Sır’a satacakken gelip dedim di mi: “15 gün daha süre var. Birgün’ün kuruluş modeli üzerinden alırız..”
Gebze’nin en afili yerlerinde arsa, İşhanı sahibi bir ailenin kızı olarak, 15 gün daha sıkıntıya dayanamadın mı?
Sadet Demirkol’un yüzüne bakacak yüzün var mı?
Kadın baktı evi de elden gidecek..
Zaten her 10 Temmuz yıldönümünde Ragıp Demirkol’un mezarı başındaki yalan dolan söylemlere de dayanamadı.
Onun öncülüğünde anılırdı. “Anmanız batsın” dercesine gitti Gebze’den..
Aldı tası toprağı Küçükçekmece’ye göç ettiydi..
**
Demokrat Gebze Gazetesi’nin 15 Temmuz 2016’daki FETÖ soruşturmasından ötürü kapanmasının ardından herkes haksız şekilde CHP’ye yüklendiydi bir dönem..
CHP tabanının da payına düşen vardı ancak Demokrat Gebze, CHP’ye yakın gazete olmakla birlikte hiçbir zaman CHP’li gazete olmadı ki.
Siyasette Gebze’nin tüm solunun…
Solculuk sadece soldan bir partiye üye olmak, seçmen olmak değil.
Emekçinin, çevrecinin, kadının, çocuğun, hayvanseverin, ressamın, şairin, yazarın, tiyatrocunun… gazetesi olmaktı.
Demokrat Gebze öyle bir gazete idi.
Gitti..
Bundan sebeptir ki Demokrat Gebze, FETÖ’nün eline geçtiğinde kapanmadı.
Gülen Dinçer’den Abbas Sır’a geçtiğinde de kapanmadı. Daha geriye gitmeli.
Sadet Demirkol’un elinden çıkıp Yakup Yılmaz’ın sembolik ortaklığı ve organizasyonunda CHP’li Çayırova Belediye Başkan adayı Timur Koç, CHP’li Gebze Belediye Başkan aday adayı İbrahim Şentürk ve düz CHP’li Gebze’nin varsıl ailelerinden Dinçerler’in kızı Gülen Dinçer ortaklığına geçtiğinde kapandı.
Timur Koç o süreçte aslında CHP’lilere ucundan kıyısından dokunmayan, halkın çıkarlarıyla direk ilgili iki habere, haberin hedefindekiler şahsımı ikna edip haberin önüne geçemeyeceklerini anlayınca, onların bir telefonuyla sansür getirerek,
Demokrat Gebze’nin artık Gebze Solu’nun gazetesi olmadığını şahsında ispatladıydı.
E şimdi Sadet Demirkol, 10 Temmuz anmalarını noktalamasında ne yapsın…
Timur Koç belediye başkanlığı döneminde o bulvara Ragıp Demirkol isminin verilmesinde öncü şahsiyettir eyvallah ama görüntüler yanıltıcı olabilir.
Ben Ragıp Demirkol konusunda AKP’li Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş’ı daha samimi bulurum.
O bulvara, “Pano asalım. Gebze, Çayırova büyüyor. Tanınmıyor. Resmi başvuruyu KOGACE’ye yaptırırım” dediğimde..
“Meclis onayına gerek var mı ki?” dediydi de..
Siyaseten de başı ağrımasın diye dönemin Halit Yılmaz başkanlığındaki KOGACE yönetimi, pano asımını resmiyete dökmüştü.
**
Demokrat Gebze’nin kapanışının “kurdelesi”, 15 Temmuz sonrası gerçekleşti.
O dönem basın mensubunun biri, “CHP’nin sahip çıkmadığı gazeteciler” başlıklı yorumunda, CHP’nin sahip çıkmadığı gazeteciler listesine..
Üstelik ne kadar çıkarcı, dönek ama CHP’li bilinen fırıldağın arasına beni de ekleyince kan beynime sıçradı.
İsmimi o yazıdan sildirerek namusumu korudum ama kısa süreli yıpranmış oldu, yapacak bi’şi yoktu onun için.
Bir süre sonra KOGACE’den..
17/25 Aralık süreci sonrası, yine ve yeni bir işsizlik sürecimde Demokrat Gebze’den teklif geldiydi.
İşe mecburdum, kabul ettim.
17/25 öncesi ne mümkün zaten..
Fethullah aleyhine yazdığım her yorum sonrası çalıştığım gazete patronunu arayıp, “Kov onu işten…” baskısı yapan camianın gazetesinden iş teklifi haa!
Kapanana kadar, spor muhabirliği yaptım. Sonrası malum..
Ekonomik olarak ciddi dip yapmış ve geçici süreyle de olsa, işsizdim. Sosyal medyadan baharat pazarladım. Hani sosyal medyadan duyurdum ki işini koruyan meslektaşlar evinin baharat ihtiyacını benden giderir, diye.
Savunmam bile alınmadan ihraç gerekçelerimdendi ve imza sahiplerinden biri belki de öncüsü tetikçisi, “CHP’nin sahip çıkmadığı gazeteciler” başlıklı yorumun sahibi, dönemin KOGACE yöneticisi idi.
Hemen iki üç gün sonra, hele ki o darlıkta şehir içi toplu taşımada “ağaya beleş” kartım da iptal edilmiş..
Çetin Gürol başkanlığındaki yönetimde Gürol’un fedai ve tetikçiliğini üstlenen zevat kartın iptal edildiğini SMS ile “üzüle üzüle” duyurmuş,
Sondan ikinci kongredeki bölünme öncesi sanki o dönemin haltlar yenirken orada değilmiş gibi yine yönetime aday olan ve bana rağmen seçilen zevat, “Gaza geldim..” diye özür dilemişti.
Ulan.. Sık kafana daha iyi. Ne demek, “Gaza geldim..”
Gaz ile mi çalışıyorsun?
Şimdi 10 Temmuz olsa, Ragıp Demirkol anması olsa o da, öbürü de, diğeri de kesin koşar gelir..
Sadet Demirkol, 10 Temmuz anmalarını sonlandırmasın da ne yapsın!
Onların, Ragıp Demirkol hikâyelerini, daha doğrusu “hikayeleri”ni dinlemek için mi?
**
İyisi mi daha fazla çevreye zarar vermeden bağlayayım yoksa bilgisayara bir gömecem..
Ben bu gibi durumlarda Ahmet Kaya’ya sığınırım..
https://www.youtube.com/watch?v=erNoUAkv83w
Sözün özü..
Emek Partisi dahil Gebze Solu’nun Demokrat Gebze sınavı tam bir faciaydı.
Şimdi sadece Gebze değil elbette ülkeyi de bağlayacak şekilde, Emek Partisi ile göbek bağı olan Evrensel üzerinden ikinci sınav vakti.
Bu sınavdan da gerek Gebze gerek Türkiye çakarsa sırada Birgün var, Cumhuriyet var.. Var oğlu var diyorum.
Anlayan anladı diyorum..
Başka da bi’şi demiyorum.