28 Nisan Pazar günü ülkemiz ve demokrasimiz adına çok kayda değer bir seçim var.
14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turu yapılacak.
Bir yanda 21 yıldır ülkeyi yönetenler öte yanda ise iktidar değişimi isteyenler.
Öncelikle şunun bilinmesi gerekiyor, demokrasilerde sonsuza kadar iktidarda kalmak diye bir şey yoktur.
Demokrasi farklılıkların değişim ve dönüşüm içinde bir arada olmasını sağlar.
Uzlaşı, ötekinin yaşam anlayışına saygı, düşünce özgürlüğü, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğünün maksimum düzeyde olması yine demokrasinin ana amaçlarındandır.
Demokrasinin sağlıklı işlemesi bu kriterlerin tam olarak uygulanmasına bağlıdır.
Seçimlerde halk iradesiyle sandıktan çıkan sonuçlar tek belirleyicidir.
Bu anlamda eğer gerçek demokrasi varsa halk iradesinin karşısında hiç kimse duramaz.
Demokrasi çoğulculuğu öncelik olarak kabul edilir.
Bir tek kişinin veya dar bir zümrenin tahakkümü demokrasi ile taban tabana zıttır.
Öyle bir şey ancak demokrasinin lafta olduğu geri kalmış birtakım ülkelerde olur.
Tarihe baktığımız zaman şimdi güçlü demokrasiye sahip ülkelerin ağır bedeller ödediğini görüyoruz.
1933 yılında seçimle işbaşına gelen Adolf Hitler, intihar ettiği 1945 yılına kadar Almanya’yı adeta cehenneme çevirdi. Tek adam olmanın verdiği kontrolsüz güçle kıta Avrupası’nda milyonlarca insanın ölümüne neden oldu.
Faşizmin 12 yıllık dönemi biterken Almanya Hitler ve onun düşüncesinin verdiği tahribatı ortadan kaldırmak için demokrasiye daha çok sarıldı ve küllerinden yeniden doğdu.
Almanya ağırca bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik kazanımlarını geçen zaman içinde koruyup geliştirerek maksimum düzeye çıkardı.
Bizim ülkemizin demokrasi tarihinde büyük bedeller ödenmediği için demokrasi bir kesim tarafından sürekli hafife alınıyor.
Demokrasi kesintisiz olarak kimileri için asıl amaçlarına ulaşmak adına ‘araç’ olarak görülüyor.
İşte bu içselleştirilmeyen yarım yamalak demokrasimiz ile bugünlere geldik.
28 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlerin sağduyu, huzur ve barış ortamında tamamlanması her yurttaşın temennisidir.
Türkiye 28 Mayıs’ta bir şeye karar verecek, ya mevcut iktidar ve onu politikalarına devam veya tamam diyecek.
Bundan ötürü herkes hangi partiye o verecekse versin mutlaka sandık başına gitmelidir.
Yurttaşlık görevini yerine getirerek demokrasinin devamına ve sağlıklı olarak işlemesine katkı sunmalıdır.
Sonuç olarak demokrasiye sahip çıkalım.