DEĞİŞİM

Fatoş Özut Kırtay

Merhaba sevgili okur.

Hem kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, hem de değişmek mümkün mü?

Çelişkili gibi görünse de ünlü terapist Carl Rogers’a göre iyi bir hayatın formülü budur.

“Kendimi olduğum gibi kabul ettiğimde değişebiliyorum.” diye yazar terapist. Ancak miskin bir kabullenişten değil, sürekli ve içten bir değerlendirme sürecinden bahseder.

Bize suçluluk veren, gerçek dışı standartların baskısından kurtuldukça, değişim de içimizde serpilmeye başlar.

Günümüzde değişim ve kendimizi kabul etmek birbirinin ikamesi olarak gösterilir.

Bir uçta, istersek her şeyi başarabileceğimizi, ideal halimize ulaşmamız için sorumluluk almamızı söyleyen görüş bulunur.

Sahip olduğumuz psikolojik zorlukların, maddi durumumuzun, statümüzün hiçbir önemi yoktur. İradeyle her şeyin üstesinden gelebiliriz.

Ne kadar sağlıklı, güzel, sportif, ahlaklı, başarılı, özgüvenli, rekabetçi, zengin olmamız gerektiği konusunda gerçek dışı standartlar yaratır.

Çoğumuz bu standartları geçemediğimiz için kendimizi suçlar ve yetersiz hissederiz.

Diğer uçta ise kendimizi her halimizle onaylamamız gerektiğini söyleyen görüş bulunur.

Asla pişmanlık hissetmememizi ve hiçbir emek harcamasak bile her şeyin en iyisini hak ettiğimizi söyler.

Ama zemini güçsüz olduğu için sık sık çöker. Bu nedenle her yere hatırlatıcılar koymak zorunda kalırız.

Yani bir yandan gerçek dışı standartlar altında ezilip acı çeker, diğer yandan çektiğimiz acıdan kurtulmak için kendimizi her halimizle sevmemiz gerektiğini telkin edip, bunu da herkesten bekleriz.

Pek işe yarıyor gibi görünmez.

Oysa kedilerin böyle sorunları olmaz.

John Gray, Kedi Felsefesi adlı eserinde, onların kendileri olmaktan mutluluk duyduğunu, oysa biz insanların kendimizden kaçarak veya sürekli bir ideali kovalayarak çaresizce mutlu olmaya çalıştığımızı söyler.

Çünkü kedilerin aksine bizler özdeğerlendirme yapmaya mahkumuz.

Öz farkındalığımız, otomatik olarak kendimizi ideal olanla karşılaştırmayı beraberinde getirir.

Hatta, birçok uzmana göre, bunun için evrilmiştir.

Psikolog Roy Baumeister’e göre özfarkındalığın, bizi ne kadar mutsuz etse de, türümüz için büyük avantajı var.

Beynimiz sürekli başkalarının bizden ne beklediğini ve hakkımızda ne düşündüğünü bulmaya çalışır. Bu sayede, öz kontrol geliştirir ve sosyal hayatta gerekli davranışları sergileyip uygun statüye kavuşur veya ceza almaktan kurtuluruz.

“Farkında olmadığın şeyi değiştiremezsin” der Baumeister. Yani özfarkındalık bunun için var; değişim için.

Ancak kendimizin farkında olmak, dışarıdaki bir nesnenin farkında olmakla aynı değildir. Öz farkındalığın amacı değişim olduğu için, mevcut durumumuzu sürekli ideal olanla karşılaştırır.

Nasıl ki aynaya bir sorun olup olmadığını kontrol etmek için bakıyorsak, kendimize de öyle bakarız.

Carl Rogers’ın anahtarı da burada saklanır: Elimizde olmadan sürekli kendimizi değerlendiriyorsak, neye göre değerlendiriyoruz? Kim belirliyor standartlarımızı?

Rogers, uzun süre, ideal terapistin danışanından asla sıkılmayacağını veya ona asla sinirlenmeyeceğine inanır. Bu standardın altında kaldığı için kendini suçlar ve yetersiz görür.

Oysa, bu gerçek dışı standartların kaynağını sorguladıkça değerleriyle uyuşmadığını görür. Duygularını hissetmekten daha doğal bir şey olmaz ki! Bu kabulle birlikte artık kendi duygularıyla boğuşmaz, enerjisini danışanına yönlendirir.

Böylelikle hem daha iyi bir dinleyiciye hem de daha başarılı bir terapiste dönüşür.

Kendini kabul etmiş ve zamanla değişmiştir.

Değişmemek elimizde değil.

Ama değişim sadece kilo vermek, daha atılgan olmak, yeni hobiler edinmek, yeni yerler görmek değildir. Bazen, hayatımızda en cesur davrandığımız zamanı ve neden öyle davrandığımızı hatırlamak bile büyük bir değişimi çağırır.

Bazen, içimize işlenmiş standartları sorguladığımızda başlar değişim; hem, sadece hissettiğimiz yetersizlik duygusundan kurtulmak bile büyük devrimlere yol açabilir.

Kaynaklar:

Carl Rogers - Kişi Olmaya Dair

John Gray - Kedilerle Felsefe

Roy Baumeister - The Self Explained

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.