Her ne kadar günümüzde öncelik 14 Mayıs’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri gibi gözükse dahi yereli merkeze aldığımızda asıl atmosfer ve heyecanı yerel seçimlerde yaşayacağız.
Ola ki 14 Mayıs’ta Cumhur İttifakı alaşağı olup Millet İttifakı gerek Cumhurbaşkanlığı’nı edinir, gerekse Meclis’te üstünlüğü edinirse başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere belediye başkan adaylığı için iştahlar daha bir kabaracak, aday adaylığı sürecinde çok daha fazla isim ön plana çıkacaktır.
Örneğin 2019 yerel seçimlerindeki CHP konumlarını incelediğimizde belediye başkan aday adaylığı Gebze, Darıca ve Çayırova’da 1-2 aralığında tıkanıp kalmıştı. Bunda, seçimin kazanabilirliğine dair inançsızlığın etken olduğu göz ardı edilemez. 14 Mayıs seçiminde edinilecek sonuç, bu tabloyu da şüphesiz etkileyecektir kanaatindeyim.
Diğer taraftan belediye meclis üyeliği adaylığı içinde bir mücadele veya yarış yaşanacak, günümüz siyaset anlayışı gereği hemşeri dernekleri yine sulu sepken şekilde işin içine girecek, bazı istisnalar hariç çok sayıda niteliksiz ancak varsıl zevat listelerde yer edinip belediye meclislerini oluşturacaktır.
Öyle ki o niteliksizlik, belediye meclislerinin yok sayıldığı hallerde bile sessiz kalınarak varlığını aleni şekilde belli edecektir.
Bunun en önemli örneklerinden birini geçtiğimiz yıl içinde Dilovası Belediye Meclisi’nde yaşadık.
Bayramoğlu Mahallesi’nde uzun süre gündemde yer edinen, Rimenes Denizcilik firmasıyla ilişkili imar değişikliğinde yetkinin encümene verilmesine CHP Grubu karşı çıkmış, ötesinde konuyu yargıya taşımıştı.
Mahkeme başvuruyu haklı bularak söz konusu değişim için yetkinin belediye meclisinde olması gerektiğine hükmetti.
Bu aşamada; dik, etik, ahlaklı ve tam bağımsız siyaset modelinde öncelikle Cumhur İttifakı’nın AKP’li ve MHP’li meclis üyelerinin gerek meclise, gerekse kendilerine sahip çıkması gerekirdi ancak çıkmadılar.
Çünkü onlar her ne kadar halk oyu ile belediye meclisine seçilmiş gözükmüş olsalar dahi adaylığa atanmışlardı. Ne yüzleri, ne tutumları halka dönük olamazdı. Adalet gücü ile “gücün adaleti” seçeneklerinde tercihleri, ikinci şıktan yana oldu.
Basitmiş gibi gözüken bu vaka, aslında önemli bir vakadır.
Darıca Belediye Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısını, belediyenin sosyal medyadaki yayınından dinledim. CHP Grubu’nun bir kere daha gündeme getirdiği konuya Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık sessiz kalınca, kendisine telefonla ulaşıp mahkemenin kararına dair görüşünü almak istedim.
Detayına girmeyeceğim, sonuç edinemedim. O toplantıda o soruyu da değerlendirdiğini söyleyip geçiştirdi, hâlbuki hiçbir şey söylememişti.
Şunu ifade etmekte fayda var ki iktidarda yer almanın getirdiği “güç” ile bu kadar yok saydığınız yasaların gücünü, gün geldiğinde arayabilirsiniz.
Şubat ayının ilk günleri, belediye meclislerinin de toplantı günleri olacak.
Kendiliğinden “hükmü”nü yok sayan meclisler için de…