Dardanel’de hukuk çiğnendi

Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilcisi Dardanel fabrikasındaki karantina uygulamasına sert tepki gösterdi. Hukukun çiğnendiğini belirten Kopal, “Dardanel çalışma kampı mı?” diye sordu

Çanakkale’deki Dardenel fabrikasında koronavirüs vakasının tespitinin ardından üretimin sürdürülmesi ve çalışanların fabrika içinde karantinaya alınmasına TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilcisi Sema Kopal’dan tepki geldi. Kopal hukuka birçok yönden aykırı uygulamaların hayata geçirildiğini belirtip, “Dardanel çalışma kampı mı?” diye sordu. Kopal açıklamasında şu görüşlere yer verdi:


“Üyelerimizin, meslektaşlarımızın da çalışmakta olduğu Çanakkale Dardanel Önentaş Gıda’ya ait fabrikanın çalışanlarında Covid-19 virüsü tespit edilmesi üzerine, fabrika için karantina kararı alındı. Fabrika yönetimi, “Kapalı devre çalışma sistemi” adı altında işçileri 14 gün süreyle fabrikada tutma kararı aldı. Karar 27 Temmuz itibarıyla uygulanmaya başladı.

 

İNSANLIK DIŞI


Kararın Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurul kararı doğrultusunda alındığı, çalışanların, işlerine devam edeceği, akşam ise fabrika sahasındaki konaklama yerlerinde kalacağı açıklandı. Geçtiğimiz günlerde Dardanel Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Önen, basına yaptığı açıklamada, ‘kapalı devre çalışma sistemi’ni kendilerine resmi makamların önerdiğini ve tebliğ ettiğini söyledi.
“Kapalı devre çalışma sistemi” adı verilen uygulama insanlık dışı çalışma koşullarını dayatma fırsatıdır.

KARANTİNA NERELERDE UYGULANIR


Instagram’da yaptığımız “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” ile ilgili canlı yayında konuğumuz olan, alanında uzman Av. Dr. Murat Ozveri’nin de belirttiği gibi, kararın dayandırıldığı iddia edilen Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 72’nci maddesine göre “karantina”, ya sağlık merkezlerinde ya da sıhhi şartları taşıyan merkezlerde veya evlerde uygulanabilir; virüsün görüldüğü işyerinde değil.
Av. Özveri’nin yaptığı açıklama şöyle:

FABRİKALARDA TUTULMASI YASAKTIR
 

“Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha kurulu kararı Umumi Hıfzıssıhha
Kanununa aykırıdır. “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 74’ncü maddesine. göre “fabrika ve imalathanelerle…. sari hastalıklara musap kimselerin alıkonulması
memnudur”. Yani fabrikalarda bulaşıcı hastalıklara yakalanmış kişilerin
bulundurulması ve fabrikada tutulması yasaktır.
“Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 83’ncü maddesinde geçen “Cebri tecride
tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle”
ifadesinden “fabrika” “işyeri” anlamı çıkarılmaz. “Müessesat” kavramı
72’nci maddede yer alan “sıhhi ve fenni şartları haiz mahaller” anlamına
gelir.

İŞ GÜVENLİĞİ YASASINA AYKIRI


“Karantina altına alınmış birisinin karantina altına alınmış bir mahalde çalıştırılması, çalışmaya zorlanması yaşama hakkına müdahale
niteliğindedir. 6331 sayılı İş Sağlığı İş Güvenliği Yasası’na aykırıdır.
“Adına “kapalı devre çalışma sistemi” denilen uygulama, yasaya aykırı bir şekilde çalışma kampı kurmaktır. Salgın hastalığın tespit edildiği
koşullarda işçileri işyerinde çalışmaya zorlamak can güvenliğini yok
saymaktır.

KORUMAK BAKANLIĞIN GÖREVİ


“Adına “kapalı devre çalışma sistemi” denilen uygulama İş yasasının,
çalışma süreleri, hafta tatili hakkındaki emredici düzenlemelerine
aykırıdır.
“Kapalı devre çalışma, “işim mi, sağlığım mı” ikileminde bırakılan
işçilerin çaresizliğinin istismarıdır. İşçiler fabrikada kalmak zorunda
değildir. İşten atılma korkusuyla kalanları korumak bakanlığın
görevidir.”

SERMAYENİN KARINA KURBAN EDİLDİ


Yürürlükteki kanunlara dayanarak yapılan yukarıdaki tespitlerden de
anlaşıldığı üzere, fabrikada zorunlu karantina uygulaması Umumi
Hıfzısıhha Kanununa aykırıdır. Bu uygulamanın önünü açan da Niyazi
Önen’in yaptığı açıklamaya göre, hükümet-AKP İktidarı ve kararı veren İl
Hıfzısıhha Kurulunda yer alan diğer resmi kurumlardır. İşçilerin
istirahate, tedaviye ya da evlerinde karantinaya gönderilmesi gerekirken
fabrikada zorunlu karantina altına alınması, işçilerin temel haklarının
sermayenin kârlılığına kurban edildiğinin göstergesidir.

İŞSİZLİK KORKUSUYLA BOYUN EĞİYORLAR

 

İşsiz kalma korkusu nedeniyle işçiler bu kararlara boyun eğmektedir.
Pandemi sürecinin başından beri işverenlerin çıkarlarını gözeten uygulamalarla çalışanlar işlerinden çıkarılmış, Ücretsiz İzin dayatmasıyla bir milyon 700 bin işçi aylık 1168 TL ücrete mahkûm edilmiş, Telafi Çalışması ve Kısa Çalışma Ödenekleriyle işçiler gelir kaybına uğramış ve ciddi anlamda yoksullaşmıştır. Buna karşın, pandemi döneminde işverenlere teşvikler verilmiş, İşsizlik Fonu neredeyse onların hizmetine sunulmuştur. Pandemi dönemine rağmen Türkiye’nin ilk 500 sanayi şirketinden 483’ü kâr açıklamıştır.

BU HUKUKSUZLUKTAN GERİ DÖNÜLMELİ


Bugün de “kapalı devre çalışma” sistemiyle “kölece çalışma”nın önü
açılmak istenmektedir. Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilciliği olarak, üyelerimizin,
meslektaşlarımızın da içinde olduğu çalışanlara karşı uygulanan bu
hukuksuzluktan derhal geri dönülmesi çağrısını yapıyoruz. İşçilerin sağlığı patronların kârından değerlidir, önemlidir. (Haber Merkezi)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNDEM Haberleri