Posta İşletmesi'nin ‘‘2000 Yılına Mektup’’ kampanyası mektupları, merhum Turgut Özal dışındaki alıcılara törenle teslim edildi. Özal'ın torununa yazdığı mektubun ise kaybolduğu öğrenildi. Vakayla ilgili soruşturma açıldı.
ECEVİT AÇMAMIŞTI
Başbakan Bülent Ecevit, ‘‘2000 Yılına Mektup’’ kampanyası çerçevesinde, kendisine gönderilen 23 mektubu teslim aldı. Ecevit, kendisine gönderilen mektupları Anayasa'nın ‘‘haberleşmede gizlilik’’ maddesini gerekçe göstererek, kamuoyu önünde açmadı.
Mektuplar, Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ve Posta İşletmesi Genel Müdürü Dursun Dağaşan'ın da katıldığı törenle, Başbakanlık'ta Başbakan Ecevit'e
, imza karşılığında sunuldu. (05 Ocak 2000/Basından)
ADALI’YI İDAMA HAZIRLAMIŞTI
Mahmut Esat Güven…Eski devrimci…Cezaevi yılları sonrası Milli Görüşçü… AKP Kars İl Kurucu Başkanı.. AKP Kars eski Milletvekili… Adalar Adalılar ve Mamak’tan Mekke’ye isimli kitapların yazarı. 12 Eylül döneminde idam istemiyle yargılanan ve 07 Ekim 1980’de gerçekleşen idamı öncesi devrimci Necdet Adalı’yı idama hazırlayan kişi..
PTT… BİLDİĞİNİZ GİBİ!
PTT geleceğe mektup kampanyası düzenler de Güven, 40 yıl önce idama hazırladığı arkadaşına mektup göndermez mi? Zaten PTT’ye verseydi, 12 Eylül sonrasının sembol isimlerinden merhum Başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın torunu Turgut Özal’a gönderdiği mektubu kaybettiği gibi kaybedebilirdi! Güven, Adalı’ya mektubunu idamının yıldönümünde sosyal medyadaki sayfasından paylaştı. Aynı gün arkadaşımız Aktan Uslu ile Ankara’da bir araya gelen ve Uslu’yu Bahçelievler’deki Kafe Liva Bistro’da ağırlayan Güven, mektubu anlattı:
O HALA 22 YAŞINDA
“Bugün 12 Eylül 1980 faşist darbecilerinin ilk idamı, Necdet Adalı'nın idam edilişinin 40. yıl dönümü. Demek ki yaşamış olsaydı o da 62 yaşında olacaktı. Ama o halen 22 yaşında ve ölüme giderken dahi gülümseyebilen, cesur bir delikanlı olarak anılıyor zihinlerde...
O tek kelimeyle her şeyiyle mükemmel bir insandı.
Ülkemizin bağımsızlığı, kimsenin kimseyi sömürmeyeceği, özgür ve kardeşçe bir yaşam tarzını kurabilmek için çıkmıştık yola...
NECDET CANINI VERDİ
BİZ EN GÜZEL GÜNLERİMİZİ
Bu yol meşakkatli bir yoldu. İçeridekiler ve dışarıdakiler için...
Bu yolda Necdet canını verdi. bizler de ömrümüzün en güzel günlerini... Faşizmin o günlerdeki zalimlikleri, yazmakla, anlatmakla bitmez. Aynı şeyleri faşist deyip düşman ilan ettiğimiz, karşı cephedeki insanlarda yaşamış oldular.
Biz faşistleri, ülkücüler koministleri halletmeye çalışırken, bir el geldi koministleri de, faşistleri de yerle bir etti. Bu el önceden tanıdık bir eldi...
MEZHEP KAVGALARI İLE
MİLLETİ BÖLMEYE KALKIŞTILAR
ABD, işbirlikçisi tekelci sermaye ve onların uzantıları komutanlar, polisler, CIA, İsrail gizli servisi gibi kanlı örgütlenmelerdi.
Bunlar bir plan dahilinde özellikle gençleri birbiriyle düşman edecek taktikler geliştiriyorlardı. Aynı silah sabah bir devrimciyi, öğlen bir ülkücüyü öldürebiliyordu. Gençleri birbirine düşman etmekle de yetinmediler. Kahramanmaraş, Çorum, Sivas, Elazığ gibi illerimizde mezhep kavgaları yüzünden milleti bölmeye kalkıştılar.
GENÇ OLMAK SUÇTU!
Nihayetinde ABD ve işbirlikçilerinin hizmetinde, darbeyi gerçekleştirdiler ve her darbede olduğu gibi milletin ve özellikle de gençliğin anasını ağlattılar. Darbe oldu, çatışmalar ekmeğin bıçakla kesilmesi gibi kesildi. Darbeciler darbe yapmakla sanki büyük bir b.k yemişler gibi, hepsi birer Atatürk edasına büründüler.
Bu devirde genç olmak suçtu.
PİSLİKLERİ SAYMAKLA BİTMEZ
Darbeciler suçlu veya suçsuz olarak gençleri topluyor, uydurma bir suçtan dolayı cezalandırıyorlardı.
Gençlere işkence yapılmakla kalınmıyor, annelerine, babalarına, kardeşlerine ve nişanlılarına da işkence ediliyor, cinsel saldırılarda bulunuluyordu. TBMM, sendikalar, diğer sivil toplum örgütleri kapatıldı vs, vs dönemin pislikleri saymakla bitmez.
12 Eylül sonrasındaki gelişmelerle ilgili Necdet'e bazı şeyleri kısaca anlatmak isterim...
KENAN EVREN. TAM BİR P….VENK
Darbe amaçlarına ulaştı, serbest piyasa ekonomisine geçtik, Kenan'ı yargılayacağımıza Cumhurbaşkanı yaptık, başkaları kırkından sonra azar Kenan efendi yetmişinden sonra azdı. Sevgilileri var, çıplak kadın resimleri çiziyor, tam bir p..venk ...
DARBECİ GENERALLERİN İFTİRALARI
Komser Kemal vali oldu, Şuşut ve Raci Tetik'ten haber yok.. Cezalandırılması gereken darbecilerin isimlerini yollara, okullara, meydanlara verdik. Yerlerine gelen Genel Kurmay Başkanları darbecileri kıskanmışlar, bizim öncekilerden neremiz eksik diye 28 Şubat'ta hükümeti devirdiler ama öncekilerin havasını yakalayamadılar. Söylemeyi unutmuşum 12 Eylül'ün darbeci generalleri yolsuzluklardan yargılanır gibi oldular ama iddiaların iftira olduğu kısa zamanda ortaya çıktı...
GENERALLER YARGILANDI
MAŞALARINA DOKUNULMADI
Çok şükür 12 Eylül 2010 tarihinde oylanan Anayasa değişikliği ile darbeci generaller yargılanmaya başlandı, ancak maşalarına dokunulmadı. Onlar evdeki sıcak yataklarından zahmet edip mahkemelere katılmış oldular. Mahkemeleri bitti, Kenan öldü, 12 Eylül davası da kapanmış oldu. Tek faydası generallerle birlikte
yapılan darbenin de yargılanması ve hüküm giymeseydi.
ŞUŞUT ÖLÜRKEN PERİŞAN VAZİYETTEYDİ
Milletin vicdanında bu dava bitmiş değil. Senin suçsuz yere idam olmanı ben ve seni tanıyan herkes nasıl kabullenebilir?
Halen izlerini taşıdığımız işkenceleri kim bize ve yakınlarımıza unutturabilir? Kenan ve diğer konsey üyeleri, işkenceci generallerin çoğu öldü... Şuşut ve Raci'de öldüler... Biliyorsun Şuşut'un en sevdiği şey bizlere falaka çekmekti... Şuşut ölürken perişan bir vaziyette iki ayağı da kesik bir şekilde öldü.
Muhteşem Kenan'ın ve işkencecilerin cenazeleri milletten kaçırılarak gömülüyor...
Millet cenaze namazlarında hakkını helal etmiyor. Herkes onları lanetliyor. Sen ise idamının 40. yılında kalabalık topluluklar tarafından anılmaya devam edileceksin.
Allah (cc) rahmet etsin.” (Haber Merkezi)