AKP’nin, iktidara geldiği 2002 yılından beri ittifak halinde olduğu Fetullah Gülen Cemaati, 17-25 Aralık operasyonu ardından “FETÖ/PDY Terör Örgütü’’ olarak anılmaya başlanırken, ‘’inlerine gireceğiz’’ sözü de siyasi hayata damgasını vurdu.
Saray erki ve AKP iktidarı, şimdilerde yerelde ve genelde ‘’inlere girme’’ operasyonunu genişleterek sürdürüyor.
İşte, Kocaeli’de birkaç gün önce ne olduysa, bu operasyon kapsamında oldu. Bu kapsamda gözaltına alınanlara, emniyette yöneltilen sorulardan kamuoyuna yansıyanları sizinle paylaşmayı sürdürüyorum…
Emniyet diyor ki;
-Yurtiçinde ve yurtdışında özel okulda daha önce veya şimdi okuyan çocuğunuz veya okul masraflarını karşıladığınız yakınınız var mı? Var ise hangi okullarda okudu? Ne kadar ücret ödediniz veya ödüyorsunuz? Okul ücretlerini hangi banka üzerinden ödediniz veya ödüyorsunuz? Okul ücretlerini başka bir kurum aracılığı ile yaptınız mı? Zaman Gazetesi, Aksiyon ve Sızıntı Dergilerine abone miydiniz, halen abone misiniz? Abone iseniz bu gazete ve dergilere abonelikteki amacınız nedir? Sizi kim abone yaptı, abonelik ücretlerini kime, nereye ve ne şekilde ödediniz veya ödüyorsunuz? Fethullah Gülen’i tanıyor musunuz? Tanıyorsanız nereden ve ne şekilde tanıyorsunuz? Fethullah Gülen Cemaati’nin herhangi bir toplatışına veya faaliyetine katıldınız mı? Katıldıysanız, bu toplantılara kimler katılmıştı, toplantıları kimler hangi tarihte ve nerede organize etmişti?
-Toplantılarda sizden, himmet, hayır, bağış, kurban ve zekât adı altında herhangi bir yardım talebinde bulunuldu mu? Yardımda bulunduysanız, herhangi bir makbuz veya belge aldınız mı? Şahsınız adına veya şirketiniz aracılığı ile yurtdışındaki herhangi bir kuruluşa, derneğe, okula veya şahsa para yardımında bulundunuz mu? Bulunduysanız yardımın miktarı ne kadardır ve hangi amaçla yardımda bulundunuz? Para transferini hangi baka veya kuruluş üzerinden yaptınız? Mehmet Emin Koç, Yılmaz Güney, İbrahim Karaoğlu, Mehmet Selim Şahin, Hakim Apaydın, Dorukhan Özçelik isimli şahısları tanıyor musunuz? Bu şahıslarla herhangi bir ticari ilişkiniz veya borç/alacak ilişkiniz var mı? Var ise bu yönde herhangi bir belgeniz mevcut mu?
-Cep telefonunuzda hangi iletişim programlarını kullanıyorsunuz? WhatsApp, Kakao Talk programlarını kullanıyor musunuz? Bu programları kullanmaktaki amacınız nedir? Bu programlarla özellikle görüştüğünüz kişi veya konu var mı? 2014 yerel seçimler öncesinde AKP’nin aleyhine banka personeli üzerinden çalışma yaptınız mı?”
Sorulara bakınca, bu kişileri, işlerini, ailelerini, etrafındaki ilişkileri, ekonomilerini ve geleceklerini tamamen bitirmeye yönelik bir operasyon olduğu çok açık görülüyor.
Darbeler dönemi kapanmayacak gibi,
Darbe üstüne darbe işin doğası haline geldi,
Gün ola devran döne,
Her karanlığın bir sabahı var,
Dün kol kola gezip kenti planlayarak pazarlayanların bugün düşman olduğu bir zeminde yaşamak, uzaktan da olsa bu ilişkilerin etkisinin toplumda yaratacağı sancılara tanık olmak, bize de düşen bu.
AKP yönetemez hale geldikçe ülkede ve örgütlenme yoğunluğuna sahip olduğu kentlerde saldırılarını sürdürecek.
7 Haziran 2015’teki seçimlerden istediği sonuçla çıkamayıp tek başına iktidarı kaybeden, sonrasında da Saray ve geçici hükümet kanalıyla ülke idaresini 1 Kasım’a kadar elinde tutan zihniyet, muhaliflerine ve hatta dostlarına neler yapabileceğinin işaretlerini vermişti zaten.
Anonim terör örgütleri yaratmadaki başarısı göz ardı edilemeyecek olan Saray ve AKP zihniyeti, Suruç ve Ankara garı saldırıları sonrası DHKP-C ve IŞİD ortak saldırısı diyebilecek kadar karmaşadan medet umar duruma gelmişti.
Bir yandan sözde PKK ile mücadele, diğer yandan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne de ‘terör örgütü’ kategorisinden son anda sokulan Fetullah Gülen Cemaati ile mücadele keskinleştirilecekti, öyle de oldu.
Bugün yapılan, o belgeye yansıtılan görüşün gereğinin yerine getirilmesidir. Saray ve AKP hükümeti, kendinden başka egemen güce tahammül etmeyeceğini her fırsatta sergiliyor.
Bombalamalar karşısındaki muhaliflerini, ine inmeler de uzun süre yanında görülen ama sonradan muhalif kabul edilen kesimleri sindirmeye yönelik olarak sürüyor.
Bizim görevimize gelince…
Bu saldırıları bertaraf etmek için değil, saldırının sahibini ve muhataplarını tümden devre dışı bırakan bir düzen için mücadeleyi yükseltmeliyiz.