Sorunun, ‘Bir Türkiye gerçeği’ olarak tanımlanmasını doğru bulmadığını kaydeden Tarhan, “Türkiye’nin çoğu bölgeleri aştı bu sorunu. Hızlı nüfus artışı ve göçün etkisi bunlar. Bu tür problemleri halkla birlikte çok rahat çözebilirsiniz. Yerel yönetimlerin görevi halkın önünü açmak. Siz eğer o bölgenin sorunlarını çözmek istiyorsanız halk ile birlikte masaya oturduğunuzda çözersiniz zaten” dedi. Tarhan şöyle devam etti:
KENTSEL DEĞİL YERİNDE DÖNÜŞÜM
Biz hep söylüyor, öneride de bulunuyoruz. Kentsel dönüşüm değil yerinde dönüşüm diye rahat rahat çözülebilecek konular bunlar. Örneğin siz üç, dört kat veriyorsunuz. O anda vatandaşa, ‘200 metrekare değil de komşular bir araya gelip 1000 metrekarelik arsa haline getirin. Size iki kat değil de sekiz kat ruhsat veriyoruz’ dediğinizde zaten kendiliğinden dönüşüyor. Devletin bir şey yapmasına gerek yok zaten devlet de bir rant elde ediyor. Ruhsatla da sağlıyor. İmar verdiği için kendisi de gelir elde ediyor. Ne oluyor. Müteahhitlerin devreye girişiyle birlikte gecekondulaşma bütünüyle ve yerinde dönüşebiliyor.
RAND EDİNENLERİN İŞİNE GELDİ
- Soru üzerine- Düzenin işine geliyor demeyelim. Göçten rant elde edenlerin işine geliyor, diyelim. Siyasi rant elde edenlerin işine geliyor. Örneğin bölgemize baktığımız zaman sivil toplum örgütleri 12 Eylül askeri darbesi sonrası yok edildi. Bölgemizde de kentleşme kültürü gelişmesi açısından sivil toplum örgütleri yok noktasında. Bu açığı nasıl kapatmaya çalışıyorlar. Kendi içinde gettolar yaratarak, şehir dernekleri oluşturarak, bu derneklere destek vererek, sivil toplum örgütü ve siyasi partilerin önünü kapatıyorlar.