BUGÜN YİNE bir kadını bir çöp kadını anlatmaya çalışacağım.
Çöp kadın yani çöplerden giyinen, oradan yiyen içen, hayatını çöplerden sürdüren bir kadın. Kapilist sistemin icatlarından biri de açlar, işsizler, iyi olunmaz hastalıklar yaratmasıdır. Bu sistem insanları devamlı ölümle yaşam arasında dolaştırır sonunda ölüme mahkum eder. Anlatması bile zor, onunla çarşıda bir kafeye girdik. İçeride on kişi falan vardı, iki kişi tavla oynuyor üç kişi de onları izliyordu. Yaşlı bir adam da kapının yanında çayını içiyordu. Boş bir masaya oturduk, çay söyledik. Tavlayı izleyenler gizliden gizliye bizi kesmeye başladılar. Çöp kadın elimdeki kitabı görünce kimin o kitap dedi. Dostoyevski'nin dedim, gülerek eskiden okurdum edebiyattan ve sanattan konuştuk. İnsanlar yüzümü unlu görüp değirmenci sanıyorlar. Dostoyevski'yi Tolstoy'u ve Yaşar Kemal'i ezbere bilirdim. Ne o asını söyledi ne de ben sordum. Yaşadıkları hakkında bazı şeyler sordum, bir şey söylemeyince başka bir şey soramadım sonra gitti. O gidince yanıma yaşlı bir adam Ali Amca geldi. Kadın hakkında bazı şeyler sordu. Ona anlatınca gözünden yaşlar gelmeye başladı.
Bir iki yıl önce eşi onu terk etmiş, eşini anlattı, değerini bilemedim beni terk ettikten sonra tutunabileceğim kimsemin olmadığını anladım. O güzelim evim, bahçem, eşyalarım her şey her şey bana çirkin görünmeye başladı. Uykularım bozuldu, çok pişman oldum ama iş işten geçmişti.
Ali amca ve o çöp kadın gibi yüzlerce kadın ve erkek var bu ülkede. Tabi bütün bunlar sosyal ve kültürel hayatımızı etkiliyor. Dışarı atılan yaşlılarımız, sokaklarda yatan kalkan çoçuklar dilencilik yapanlar vs vs gibi bütün bunlar toplumsal yaşamımızın birer parçalarıdırlar. Gazetelerimiz ve televizyonlar bu konulardan söz etmezler. Birileri ettirmezler.
Bir toplum yaptıklarının bir kısmını kültür kabul edip diğerlerini red edemez. Che Guavera insan toplumda gövdesi kadar değil yüreği kadar ve bilgisi kadar vardır der. Almanlar kültürlerinden söz ederken Hitler'den söz etmeden geçmezler. Onlar geçseler bile dünya geçmez. 1848 İngiliz Sanayi Devrimi İngiliz'lerin kültürünün sadece bir parçasıdır.
Aynı şey 1789 Fransız Devrimi için de geçerlidir. Mesale türk halkının kültürünün önemli parçalarından ikisi İstanbul'un fethi ve Mustafa Kemal'in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Çöp kadınlar dilencilik, yapan kadınlar, zenginlerin evlerini temizlemeye giden kadınlar, nefret ettiğim, adlarını bile söylemeye utandığım düşkünler evindeki kadınlar, yetimhananelerdeki kadın sığınma evlerindeki kadınlar, toplumsal hayatımızın bir parçaları. Bu tür insanlar dünyanın her yanında varlar. Yanlış olan, adaletsiz olan bu insanların milyonlarca olmaları adaletin, eşitliğin, hakkın, hukukun olduğu yerlerde bu tür şeyler olmaz. Kültürlü ülkeler bu tür şeylerle değil sanatlarıyla, edebiyatlarıyla ve bilime verdiği önemle övünürler. Çünkü sanat ve edebiyat toplumların pisikolojik yapılarına ve yaşam kalitelerine önemli katkılarda bulunur. Önyargılarından arındırır.
Sanatın olduğu olduğu ülkelerde çöp kadınlar asla olmaz, yalan söylenmez, zulüm olmaz. Çünkü sanat bir toplumun en ilerici parçasıdır. Sanat insanları birbirine bağlar. Ünlü ney üstadımız Neyzen Teyfik'i dinleyenler birbirlerine sarılıp ağlarlarmış. Sanatla uğraşan kimseler birbirlerini aşağılamazlar, güvensizlik yapmazlar, kibirli olmazlar...