Anaokulları ve kreşlerde güvenli bir ortam oluşturmak için ilk adımın, fiziksel ortam koşullarındaki güvenliğin sağlanması olduğuna dikkat çeken İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Kreş ve anaokulu içerisindeki yer döşemeleri için beton gibi sert bir zemin kullanılmamalı. PVC yer döşeme malzemesi hem antibakteriyel olması hem de darbe emici özelliği olmasından dolayı tercih edilebilir. Bununla birlikte çocukların güvenli bir şekilde oynamalarını sağlamak için oyun alanlarında yumuşak ve darbe emici özelliklerinden dolayı kauçuk zemin kaplama tercih edilmeli. Çocukların güvenliği ve sağlığı açısından plastik ve kauçuk zeminler tercih edilmesi gerekse de anaokulu ve kreşlerde eğer mümkünse çocukların negatif enerjilerini atabileceği kum veya toprak/çimen oyun alanları da yapılması çocuğun psikolojik sağlığı açısından olumlu yönde etkili olacaktır.” şeklinde konuştu.
Temizlik için kullanılan kimyasal ürünler çocukların merakını cezbedebilir!
Bu yaş grubundaki çocukların, bağışıklık sistemleri hala gelişim aşamasında olduğundan, enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı daha hassas olduklarını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bununla birlikte anaokulu ve kreş çağındaki çocuklar diğer yaşlara oranla daha meraklı olduklarından etraflarında gördükleri her şeyi tecrübe etmek isteyeceklerdir. Bu durumda yönetim ve personellere büyük bir görev düşüyor. Çünkü temizlik için kullanılan cam suyu gibi ürünler çocukların merakını cezbedebilir, çocuk merakından veya yanlışlıkla bu kimyasalları içebilir ve zehirlenebilir. Bu gibi durumların yaşanmaması için tehlikeli kimyasallar veya nesneler, çocukların ulaşamayacağı, ilgilerini çekmeyecek şekilde ve yerlerde muhafaza edilmelidir. Yemeklerin hazırlanması ve sunulması sırasında hijyen kurallarına sıkı sıkıya uyulmalı. Ayrıca, çocukların ellerini yıkamayı öğrenmesi ve bu alışkanlığı kazanmaları teşvik edilmelidir.”
“Okullarda güvenlik kültürünün oluşturulması öncelikli hale getirilmeli”
Özellikle Marmara Bölgesi ve İstanbul’da ikamet eden aileler ve okullar için deprem riskinin en öncelikli konulardan biri olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Depreme karşı alınabilecek en önemli önlemlerin başında tedbir ve eğitim gelir. Çünkü depremin ne zaman geleceğini bilemiyoruz. Bu nedenle anaokulu ve kreşlerde mutlaka yangın, deprem veya diğer acil durumlar için ayrıntılı bir acil durum planı olmalı. Böyle durumlar için tatbikatlar başta yönetim olmak üzere tüm personel ve çocuklarla birlikte yapılmalı ki, herhangi bir acil durum anında çocukların da bilinçli olması hayat kurtaracak derecede önemli bir husus.” dedi.
İSG eğitimleri, hem fiziksel hem psikolojik bilinçlendirmeyi içermeli
“Anaokulu ve kreşlerde güvenlik kültürünün oluşabilmesi için başta yönetim ve eğitimcilerin İSG standartları konusunda sürekli ve doğru bir şekilde eğitilmesi, güvenli ortamın sağlanması açısından hayati önem taşıyor.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Bu eğitimler, personelin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan bilinçli ve güvenli ortam koşullarını sağlayabilmesi amacıyla verilmeli. Personel, çocukların ihtiyaçlarını doğru bir şekilde anlayabilmek, olası tehlikeleri önceden fark edebilmek ve acil durumlarda hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmek için eğitim alır. Ayrıca, çocukların psikolojik güvenliği de göz önünde bulundurulur. Personel, çocuklarla nasıl sağlıklı ve destekleyici bir iletişim kurulacağını öğrenir. Ancak güvenlik kültürü dediğimizde, eğitimlerin sadece bir formalite olmadığını bilmek gerekir. Güvenli ortamın sağlanabilmesi açısından herkes güvenlik konusunda aktif bir rol üstlenmeli.” şeklinde konuştu.