8 yaşındaki küçük Narin’in canice katledilmesi bu ülke de çocukların nasıl devasa tehlike altında olduğunu gösteriyor.
Kırsalda, küçük yerleşim alanında bir çocuk ansızın kayboluyor 19 gün bulunamıyor.
Enteresan olanı ise o köyde bu kötü olayla ilgili kimse konuşmuyor, tek kelime etmiyor ve hep beraber susuluyor.
Vicdan, insanlık, merhamet yerlerde.
Peki daha ne olması gerekiyor?
Küçük bir çocuk öldürülüyor, bundan daha kötü, daha vahşi, daha insanlık dışı ne yaşanması gerekiyor?
Çocuklara kıyılan, eziyet edilen her yer tam da cehennemdir.
Öldürülen, kaybedilen, kaybolan ve bir daha haber alınamayan çocuklar...
Büyük metropollerde çocuklar çok daha büyük tehlike altında.
Cinsel istismar, taciz ve daha neler.
Bir araştırmada okumuştum, çocuklara istismar ve taciz genelde aile, komşu ve arkadaş çevresinde yaşanıyor…
Çocukların kaybolması ve kaçırılmasıyla ilgili olarak devletin ilgili kurumlarında istatistiki bilgiler yok.
TÜİK’in en son 8 yıl önce çocukların kaybolmasıyla ilgili istatistiki veri yayınladığı belirtiliyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut bu konuya dikkat çekiyor ve şunları ifade ediyor:
“En acısı da kaybolan ya da kaçırılan çocukların büyük bir bölümü bulunamamaktadır. Konuyla ilgili istatistik en son TÜİK tarafından 2016 yılında açıklanmış, bu tarihten sonra herhangi bir veri açıklanmamıştır. 8 yıl önce yayınlanan TÜİK Adli İstatistik verilerine göre, Türkiye'de hakkında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan ve güvenlik birimleri ya da vatandaşlar tarafından bulunarak güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı 2008 ve 2016 yılları arasında 104 bin 531’dir. 2016-2023 yılları arasında kaç çocuğun kaybolduğu, bu çocukların kaçının bulunabildiğine dair herhangi bir istatistik bulunmamaktadır…’’
Birilerinin beğenmediği Avrupa ülkelerinde çocuklar için çok mühim ve açık yasallar var.
Bu ülkelerde çocukların sahibi anne-baba değil devlet olarak tanımlanır.
Nedeni şu ki çocuklar o ülkenin ve devletin geleceğinin teminatıdır.
Devlet bu anlamda herhangi bir risk bulgusuna ulaştığında çocuk aileden alınarak devlet koruması sağlanır.
Çocuğun ailede nasıl yaşadığı, aile içi ilişkiler, ekonomik-sosyal-psikolojik nedenler ve niçinler devletin ilgili birimlerince kayıt altına alınır, kesintisiz izlenir.
Yani bizde ki gibi öldükten sonra olay yerine gidilmez!
Her şeyde olduğu tam demokrasi, hukuk, adalet ve gönenç içindeki ülkelerde çocuklarda mutlu yaşar.
Çocukların güven içinde olmadığı ülkelerde ölüm, korku, endişe vardır.
Ülkemizde çocuklarımız her şeyin üzerinde tutarak onları korumalıyız.
Öncelikli olarak devlet çocuklara dair daha gerçekçi ve koruyucu yasal önlemler almalıdır.