Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan seçildiği kurultay sonrası CHP’yi eleştiren eleştirene...
Sosyal medya üzerinden yapılan eleştirilerin pek çoğu ipe sapa gelmez konulardır.
Önce bu eleştirileri yapanlara bir kaç söz söylemekte yarar var.
CHP çok mükemmel bir siyasi yapıya sahip olduğunu kimse iddia etmiyor.
Bugün Kemal Kılıçdaroğlu’nu yetersiz bulanlar hatırlarsanız geçmişte “Deniz Baykal olmasa CHP’ye oy veririz” diyen insanları hatırlamakta.
Bu yüzden sorunu sadece genel başkanlara yükleme kolaycılığıdır.
Bu bürokratik hantal örgüt yapıları karşısında kim genel başkan seçilirse seçilsin kimseyi memnun edemez.
Bunun da temelinde demokrasi kültürünün yeterince işlememesidir.
CHP içerisinde bir azınlık grup var herşeyi belirliyor.
Buna rağmen hiç bir şeyden de memnun olmuyorlar.
Yıllardır CHP’yi kartvizit gibi gören bu kişiler canlarının istediği aday çıkmayınca el altından başka siyasi partiye göz kırpmaktan geri kalmıyor.
Seçimden seçime CHP’yi dizayn edenler sıradan seçmenin göstermiş olduğu çabayı ve fedakarlığı ne yazık ki göstermiyor.
Çünkü bu tür insanların bir yere bağlı olma aiyeti yoktur.
CHP bu tür dedikodu merkezlerinden kurtulamadığı sürece başarı grafiğini yükseltme şansı ne yazık ki olmuyor.
CHP içerisinde tartışmalara zemin hazırlayanlara bir çift sözüm olacak;
Kurultay öncesi nasıl bir CHP yönetimi istenildiğine dair bir toplantı yaptınız da sizleri engelleyen mi oldu.
Bunca haksız eleştirilere rağmen CHP dinamik yapısını herşeye rağmen korur.
Genel Başkanın isteyip de listeye giremeyen çok sayıda isim oldu.
Bu durum başka bir siyasi parti de olsa yer yerinden oynar kıyamet kopardı.
Anamuhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmenin kolaycılığına kaçan bazı CHP’liler, demokrat Atatürkçüler, tek adam yönetimine destek veren sözde muhalif özde AKP destekçisi koalisyon ortakları, Atatürkçülük maskesi altında iktidar sevicisi Vatan Partililer, MHP ve AKP yerine CHP’den seçmen koparma hayali kuranlar.
CHP’yi istedikleri kadar eleştirsinler, eleştirinin olduğu yerde demokrasi olduğunu unutmamak lazım.
Elbettte bugün ki CHP’nin de, Kemal kılıçdaroğlu’nun farklı bakış açılarından bakıldığında eleştirilebilecek pek çok yanı var.
Ancak gözden kaçan bir gerçek var.
Türkiye’nin asıl sorunu tek adam ile demokratik parlementer ve laiklik arasındaki mücadele olduğu gözden kaçmamalı.
Binlerce kişinin hapishanelerde olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün rafa kaldırıldığı adalete olan güvenin yerlerde sürüklendiği birilerinin insafsızca eleştirdiği CHP’nin ise bütün bu haksızlıklara karşı mücadele ettiği unutuluyor.
Bütün bu linç kampanyası bir dizi gerçekleri unutturmak için sıralanıyor gerçeği göz ardı edilmemeli.
CHP’yi eleştirmek kolaydır önemli olan ülkemizde yanlış giden konuları sorgulayabilmektir.
Ülkemizin sorunlarının çözümü daha çok parti içi demokrasi daha çok düşünce ve ifade özgürlüğü ile mümkündür.