Geçtiğimiz hafta Cuma günü CHP’den istifa eden Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan bir dizi açıklamalarda bulundu.
Bu açıklamayı CHP’de kalarak da yapabilirdi.
CHP’de çok sayıda üye parti yönetimlerindeki sessizlikten memnun değil.
Ancak istifa müessesesi en son başvurulacak yöntemdir.
Öyle ben oynamıyorum diyerek uzaklaşmak çözüm değil.
Kitle partilerinde herkesin söylediği dinlenir ancak herkesin söylediğine göre politika belirlenmez.
Emine Ülker Tarhan önemli bir siyasi kişiliktir.
İstifasını doğru bulmuyorum.
Bağımsız kalarak veya yeni parti kurarak başarılı olma şansı fazla yok.
Çünkü bireysel çıkışlar CHP’de çok fazla taraftar bulmaz.
Sohbet ettiğim CHP’liler Emine Ülker Tarhan’ı önemsediklerini, yaptığı açıklamaları doğru bulduklarını ancak istifa etmesinin yanlış olduğunu söylüyor.
Gelelim CHP’den beklentilere.
Sokaktaki vatandaşın algısı şu; CHP haftada bir gün mecliste yapmış olduğu basın açıklamasıyla muhaliflerin gazını alıyor.
Destekçilerini Kobani için sokağa çıkartabilen HDP’den CHP’nin alacağı hiç mi ders yoktur.
Cumhuriyet ile yaşıt olan, ata yadigârı Atatürk Orman Çiftliği yağmalanırken Gezi Parkı gibi önemli haklı bir direnişi gündemde tutabilirdi.
CHP bölük pörçük birkaç demeç ve açıklama ile yetindi.
CHP’nin halen yapabileceği önemli girişimler var.
Bugün bile bunların hiç birini yapmıyor.
Emine Ülker Tarhan istifası sıradan bir durum değil.
Bu istifadan yeni bir parti çıkmaz.
Ancak CHP yönetimi bundan böyle çok rahat olmayacak.
Mücadele etmeden iktidar olunmaz.
İktidar olmayı hedefine koymayan CHP sürekli seçmen desteği bulamaz.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Çünkü CHP’nin seçmeni parti yönetiminin yanlış uygulamalarına seyirci kalmaz.