Gerek dünyamız gerekse ülkemiz siyaseti için “rüzgâr” denilen denilen kavram, siyaset için kelime anlamı itibariyle bildik rüzgârdan ibaret değildir. Değişimi de sembolize eder.
O rüzgâr bazen evrensel, uluslararası eser. Bkz: 1968
Bazen ulusaldan eser. Bkz: 1978
Bazen şöyle bir eser..
Bkz: Gebze ve Darıca’da da aslan sosyal demokratların, SHP’nin yerel iktidarda olduğu 1989-1994..
Rüzgar her an tersine de esebilir.
Bkz: Gebze, Darıca ve Çayırova’da Milli Görüş’ün yerel iktidarı devraldığı 1994 – 1999 ve devamında halen süregiden AKP..
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
**
Siyasetin rüzgârının önce partilerin liderleri tarafından estirilip il, ilçe ve beldelerde o siyasi partinin teşkilat veya örgütleri tarafından kendi yerellerinde yaygınlaştırması izlenmesi gereken bir pratiktir.
Yine siyasi partilerin yerellerdeki yapılanmaları o kentin yurttaşı için aslında partinin genel merkezidir.
Bizim mesleğin biz dâhil yerel yapılanmaları üzerinden ise aynı bakış açısı geçerlidir. Her partinin ilçe teşkilatı veya örgütü bizler için o partinin genel merkezidir.
Bu kadar genelleme bir girizgâhtan sonra konuyu CHP ve CHP Gebze İlçe Örgütü’ne indirgediğimizde de yönetimlerin, günümüz itibariyle Gökhan Orhan başkanlığındaki mevcut ilçe yönetiminin Gebze’de yeniden CHP yerel iktidarı için bir rüzgâr estirmesi üyesi ve seçmeniyle CHP camiasının beklentisidir diye öngörmekteyim.
Ve bence o rüzgâr birinci yılını doldurmak üzere olan mevcut yönetim tarafından askeri kışladaki proje vakasında estirilmiştir.
Yeterlidir yetersizdir.
“Şurada şöyle yapılsaydı daha iyi olurdu” gibi detaylardan bağımsız bir şekilde kayıtsız kalınmamış, bir şeyler yapılmaya çalışılmıştır.
Kaldı ki genel bir sol jargon olmakla birlikte siyasetin genel bir doğrusudur ki, “Êylem zamanı eylem tartışılmaz…”
Eylem bittikten sonra eylem biçimi masaya yatırılır. Ne yapılıp ne edildiği sorgulanır.
Öte yandan..
Silsile usulü..
Nasıl ki partilerin genel merkezleri tarafından estirilen rüzgarın kentlerdeki yapılanmaları üzerinden o kentlerde sürdürülmesi gerekli bir yerel siyasi pratikse..
İl ve ilçe yapılanmalarında yönetimin estirdiği rüzgârın başta mahalle örgütleri olmak üzere tüm parti tabanı tarafından yaygınlaştırması beklenir.
Üstelik günümüzde bu rüzgârın yaygınlaşması için sokağa inilmeyi dahi gerektirmeden siyasi propaganda yapacak bir mecra vardır ki adı sosyal medyadır.
Bence CHP tabanında sosyal medyada kendi aralarında siyaset yapan CHP’liler arada bir örneğin Gebze’deki AKP’lilerin neler yaptığına bakmalı, göz atmalıdır.
Ola ki bakacak olurlar ise; CHP’nin İzmit Belediye Başkanı Avukat Fatma Kaplan Hürriyet’in tartışılan her icraatının elbette kendi bakış açıları üzerinden ve şüphe yok ki nasıl da paylaşıldığını göreceklerdir.
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’ün malum KBB meclisinden iki gün önce gündemi dağıtmak için düzenlediği basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Gebze’ye bıraktığı sokak köpekleri görüntülerinin Gebze’de kaç AKP’li tarafından, “İşte CeHaPe zihniyeti” sloganı üzerinden paylaşıldığına tanık oldunuz mu?
Bu arada; Fatma Kaplan Hürriyet meselesini irdelerken kendimle tezat bir şey ifade etmiyorum. Elbette Gebze’deki reklam çalışmasını da, elbette KBB Meclisi’nin o günkü toplantısına gelmemesini eleştiririm. Ben gazeteciyim.
Gel gör ki Hürriyet; artısı eksisiyle Gebze’deki CHP’liler tarafından sahiplenilmesi gereken bir partili belediye başkanı değil mi?
Eskaza tek tük denk geliyor.
Bugün bir haberim öncesi Çayırova Belediyesi CHP Meclis Üyesi Turan Ağaç’ın Facebook sayfasına girdiğimde Hürriyet’i sahiplenen bir paylaşımına denk geldim.
Kaç örnek var böyle..
CHP Gebze İlçe Örgütü’nde yönetim ile belediye meclis üyeleri KBB Meclisi’nin toplantısından iki gün önce iki üç saat boyunca konuya dair yapacakları yazılı basın açıklamasında hangi detaylara değineceklerini tartışıp konuştu.
Gazetemizle birlikte az sayıda yayın organında yer buldu.
Basında çıkan o haberlerin linkini Gebze’de kaç CHP’li sosyal medya sayfasından paylaştı?
Ama ekseriyetle ve sadece CHP’ye yakın olanların takip ettiği sayfalarında projeyi niçin Karamürselli Orhan Tanış’ın açıkladığı tuzağına düştüler ve takılıp kaldılar.
Durdular, durdular! Gebze’de kent konseyinin eksikliği o esnada akıllarına geldi. Sabahlar olmasına, bağladılar.
CHP’li belediye meclis üyelerinin konuya sessiz kaldığına dair yalan dolan ve arkasında birilerinin gizlendiği “tetik haberler”e beğeni tıkladılar.
Kendi partileri lehine hiçbir şeyi paylaşmazken parti aleyhine ama kendi çıkarlarına olan bir sürü şeyi de..
Belki ağır olacak ama ne yazık ki öyle..
Sanki bir AKP’li gibi paylaştılar. Daha hafif bir tanımı yok.
Gerçeklik bu.
Halbuki..
Yönetimin çabasına el atan aktif bir tabanı olsaydı da örneğin Büyükgöz’ün o basın toplantısında sokak hayvanlarını kirli siyasete alet etmesine karşın bir başka karşı propaganda üretseydi, ne olurdu!
Bana sorarsanız ilçe yönetimi üstelik kışladaki projenin onayı öncesi ramak kala gündeme gelen ve asıl gündemi dağıtmak isteyen vakaya karşı da bir hamle geliştirebilirdi ama CHP tabanı göz ardı etmemelidir ki CHP Gebze hiçbir dönem ilçe yönetiminden ibaret değildir.
CHP Gebze’de parti tabanı askeri kışla vakasında çok kötü bir sınav vermiş..
Kışla’nın kışla olduğu zamanlarda sabah ezanıyla birlikte arazide koşuya çıkan Mehmetçikler’in klasik türküsüne bağlamıştır meseleyi:
Ay akşamdan ışıktır / Yaylalar yaylalar / Yüküm şimşir kaşıktır / Dilo dilo yaylalar…