30 Ağustos Zafer Bayramı’nın haber yoğunluğu içinde koşturup akşam 21.00’den sonra eve kapağı atıp televizyonu kurcalamaya başladıktan sonra ana akım medyanın haber kanallarına da göz attım.
Habertürk… CNN Türk… A Haber…
Hepsi canlı yayında.
30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Külliye’den canlı yayınlanan konserde, Osmanlı’nın sembolü mehter takımından kahramanlık şarkıları türküleri söyleniyor.
Hâlbuki zaferi kazanan o yılların Osmanlı anlayışına rağmen bağımsızlık, özgürlük aşkıyla Cumhuriyet anlayışı değil mi?
Sonra aklıma Sevr haritası geldi. Her iki taraftan kendi kökenim üzerinden sorguladım. Haritanın hiçbir tarafında her iki taraftan Atalarım yok. Ola ki yine de dünyaya gelseydim, acaba hangi ülkenin vatandaşı olacaktım. Bu yorumun ana konusu hayat hikâyem değil. Sadece sonuca geleyim.
Şayet baba tarafından atalarım, Sevr haritası koşullarında dahi Bayburt’tan Sakarya’ya göçü gerçekleştirseydi, yine de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydım. Üstelik Uluslararası Boğazlar Komisyonu’nca Trakya ve Doğu Marmara nereye bırakılacaksa, o ülkeye sınır bir ilde dünyaya gelecektim. Ama hayatım çok değişecekti. Örneğin Gebze’de asla olmayacaktım…
**
Malum gündem dün çok yoğundu.
Her yerleri gözlemleme olanağı elbette yok.
Çayırova’da önce resmi sonra CHP Çayırova öncülüğündeki sivil törenleri, Gebze’de Milli Bayramları Kutlama Platformu’nun programını, yine Çayırova’da CHP Gebze ve Çayırova Örgütleri “işbirliği”ndeki fener alayını takip ettim.
Bu arada CHP’de klasik haline gelen ve önemli bir eksiklik olan samimiyetsizliği pas geçmemiş olayım.
Söz konusu etkinliğe dair CHP Gebze ve Çayırova Örgütleri’nin başkan ve yöneticileri 28 Ağustos günü akşamı Özgürlük Mahallesi, Erişler Mevkii’ndeki Çayırova Belediyesi Şelale Park Sosyal Tesisleri’nde bir araya geldi.
İki ilçenin birbirine sınır dört mahallesini de kapsayacak şekilde işbirliği içinde fener alayı düzenleme kararı aldılar.
30 Ağustos Zafer Bayramı kısıtlamalarına atfen program beni müthiş cezbetti. Yoksa akşam için ilk seçeneğim CHP Darıca İlçe Örgütü’nün Millet Bahçesi veya Balyanoz Koyu’ndaki etkinliğiydi.
Söz konusu programı dahi asi, daha isyankâr bulduğum için tercih ettim.
Dün akşam o fener alayında CHP Gebze İlçe Örgütü’nden Allah’ın kulu yoktu.
Bu arada bu yorumun başlığından da sebep ana konusu Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi olmasından sebep muhtemelen kendisi bilgi sahibi edilecektir. Şu kısmı da arada tekrar ilave edeyim.
Çiftçi’nin bir süre önceki basın toplantısında bizzat dile getirmiş, not da aldırmıştım.
Çayırova’da ana caddelerin birçoğunda ışıklandırma var, malum.
Ancak Uğur Mumcu Caddesi’nde, CHP İlçe Örgütü’nün de yer aldığı dörtyoldan Erişler’e doğru olan bölüm zifiri karanlık.
Fener alayından fotoğraf çekerken de çok zorlandım.
Sayın Başkan’a ola ki kendisine basın tabiriyle “yerleştirdiğim” bu yorum bilgi notu olarak aktarılırsa, araya bu eksiklik de bir tekrar olarak sıkıştırılsın dedim.
**
Çayırova Belediyesi’nin Temmuz ayı olağan toplantısında CHP Grubu tarafından yanılmıyorsam faaliyet raporuna dair yapılan konuşmada Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi’nin milli bayramların resmi kutlamalarına katılmaması eleştiri konusu olmuştu.
Bünyamin Çiftçi eleştiriye getirdiği savunmasında özetle Çayırova Belediyesi’nin şahsında olmasa dahi kurumsal olarak oralarda yer aldığını söyledi. Konuşmalarından ben öyle algıladım.
Lütfetmişler.
Yine hatırlatırım. Bu yorumun konusu ben değilim ama siyasi duruş olarak özgürlükçü sosyalizmi savunan bir yurttaş olarak yurttaş Bünyamin Çiftçi’nin siyasi duruşu, düşüncesi, ütopyası her neyse, saygı duyarım.
Ama Bünyamin Çiftçi’nin bir sıfatı var.
Türkiye Cumhuriyeti Çayırova Belediye Başkanı…
Sayın Başkan söz konusu savunma anlayışı ile, “Ben katılmadım ama belediye temsil edildi” derken kendisinin davet edildiği ama katılamadığı ancak belediyenin herhangi bir idarecisi ile temsil edildiği seminer, kermes açılışı, düğün dernekleri falan kast eder gibi konuşuyor.
30 Ağustos Zaferi’nin yıldönümünden bahsediliyor Sayın Başkan.
Katılmadığınız ve geride kalan 23 Nisan, 19 Mayıs’ın içeriklerine ve değerlerine dair bilgilendirme yapmama gerek yok sanırsam.
Ya da gelecek olan 29 Ekim’in ne olduğuna dair, bilgilendirilmeye ihtiyacınız var mı?
Döneminizde iki defa 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü yaşadınız. İkide iki yaptınız. Tebrik ederim. 15 Temmuz’un içeriğine dair bilgilendirme ister misiniz. Ya da içinde bulunduğumuz günlerde yine yaygınlaşan, şahsıma ve emsallerine yönelik “Terörist” yaftası riskine yine göğüs germe pahasına detaylarına, AKP zihniyetini yerinden hoplatan acı gerçeklerine dair biraz sorgulamada bulunayım mı? Sizi yerinizden hoplatayım mı?
Malum, aday adaylığı döneminizi hatırlatırım. Parti içi kirli siyaset zemini üzerinden basına sızdırılan FETÖ'cü ile ortak olduğunuz arsa üzerinden ilginiz olmadığınızı, "terörist" olmadığınızı ispat için ne taklalar atmıştınız.
Ama bir bakış açısıyla da tebrik ederim Bünyamin Çiftçi’yi.
En azından, samimi.
Dün Çayırova’daki 30 Ağustos resmi kutlamaları, insanın kendisini buzlukta hissedeceği kadar samimiyetsiz, soğuk idi.
“Ağustos’ta üşüyorum” dedirtecek derecede.
Hele ki muhtarlara da Çayırova Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğü’nce etkinliğe katılım için davette bulunulmuş. Dokuz muhtardan altısı oradaydı.
“Koronavirüs ile mücadele tedbirleri” kapsamında muhtarlar saygı duruşunda bulunulan alana alınmadı. Kenarda beklenmesi istendi. Yorumu yine oraya buraya sürüklemeyim ama özetle, güler misin ağlar mısın?
Yeniden bu yorumun ana fikir kişisi Bünyamin Çiftçi’ye dönecek olursak kendisine bir kez daha Çayırova Belediye Başkanı olduğunu ne yazık ki hatırlatmak durumundayım.
Birey olarak, samimiyetinden ötürü samimiyetimle kutlarım.
AKP’li Bünyamin Çiftçi olarak, “CeHaPe” zihniyetine ve baskılarına da kahramanca direnmiş, boyun eğmemiş ve dün de yokları oynamıştır. Çok dik bir siyasi duruş. Kişi siyasi duruşunu her türlü baskı, diktatörlük vesaire ortamında korumalıdır.
Aynı 30 Ağustos Zaferi’nin kahramanları gibi ama..
AKP zihniyetine sahip yurttaşlarımızın önemli kısmının ütopyasında farklı bir Türkiye, farklı bir yönetim biçimi olabilir.
Gerek genel gerek yerelde Atatürk’ü gerek görsel gerek sözel kamufle edip aynı zamanda Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olan Partili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı Atatürk’ün üstüne çıkartmak olabilir.
Ama hali hazırda demokrasiyi amaç değil araç edinen bir partiden belediye başkanı seçilseniz dahi adaylığa atanarak seçildiğiniz başkanlık ettiğiniz kurum, Türkiye Cumhuriyeti kurumu.
Bir de bence Sevr Haritası’na göz atıp, atalarınızın kökeni üzerinden sorgulamada bulunmanızı öneririm.
Yine de dünyaya gelecek olsaydınız, hangi ülkenin vatandaşı olmuş olacaktınız?
Sevr’de bize ayrılan yere ben sınırdan da olsa sığıyormuşum. Siz sığarmıydınız?