CHP Çayırova İlçe Başkanı Rasim Meriç, 2 Mayıs 2014 tarihinde yapılan Çayırova Belediye Meclis toplantısında Belediye Başkanı Şevki Demirci ve iktidar meclis üyelerinin Çayırova Belediyesi bünyesinde bulunan toplam 10.900 m2 arsa satışına onay vermesini talihsiz bir karar olarak nitelendirip, tepki gösterdi.
Çayırova Belediyesinin arsa satış kararına ilişkin açıklamalarda bulunan Meriç yaptığı açıklamada şunları söyledi, “Kocaeli’nin en hızlı nüfus artışına sahip ilçesi ve devamlı büyüyen bir şehir olduğumuzu düşünürseniz beş on yıl içerisinde maalesef okul yapacak park yapacak yer bulamayacağız. Önümüzde iki önemli mahalle Yenimahalle ve Çayırova durmakta. Kamu alanı olmadığı için hizmetin ulaşması kusurlu olmakta. Sayın Belediye Başkanımız daha göreve başlayalı bir ay olmasına rağmen gözünü Çayırovalının malına dikti. Meclis toplantısında bu yerlerin önemsiz ve kullanılamaz olduğunu da iddia ederek kamuoyu vicdanı ile alay etmiştir. Oysaki satılacak olan yerlerin takdir kıymeti milyonlarca lira etmekte. Cumhuriyet Halk Partisi Meclis üyelerimizin önergesiyle kararın komisyona sevk edilmesine bile müsaade etmeden yangından mal kaçırır gibi kararı onaylattırdı” dedi.
“SIKINTI YOK ŞEVKİ’
Demircinin üslup, davranış ve lakayt tutumu meclisin seviyesini ayaklar altına aldığını, Muhalefet meclis üyeleri Çayırova nın sorunlarını dile getirdiğinde sıkıntı yok hallederiz cevaplarının da acemice ve belediyeyi nasıl yöneteceğini ortaya koyduğunu ifade eden Meriç, “Önceki dönem Belediye Başkanı Ziyaettin Akbaş sorulan sorulara bilmiyorum cevabıyla ünlenmişti şimdi bu zihniyet karşımıza ‘sıkıntı yok Şevki’yi’ getirdi. Bilmiyorum Ziya gitti Sıkıntı yok Şevki geldi” diye konuştu.
PARMAK HESABI DEĞİL VİCDAN KONUŞMALI
Çayırova’nın mallarını hiç kimseye gasp ettirmeyeceklerini, konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını Meclis üyeleri ile birlikte kaynakların doğru kullanılıp kullanılmadığının takipçisi olacaklarını vurgulayan CHP İlçe Başkanı Meriç, “ İktidar meclis üyeleri de parmak hesabı ile değil Çayırovalıların vicdanları ile kararlara imza atmalıdırlar. Yapılan yanlışlara bireysel beklentiler için ortak olmak yerine toplumun ortak menfaat ve çıkarları için az da olsa gayret sarf edebilmelidirler” çağrısında bulundu.