Çayırovalı “Anırıyor” Hasan Bey. BMÜ azdır. MV’lik “hakkın"

Aktan Uslu

Balık hafızalı bir milletiz, balık. Çabuk unutuyoruz.

Saf, temiz bir halkız.. Unutuyoruz..

Unutuyoruz kuvvetle muhtemel 30 Aralık 2016’yı..

Mevsim kış… Hava soğuk, ayaz.

Evlerde iş yerlerinde esnaf donuyor.

Esnaf, yılbaşı alışverişi sürecinde avlayacak sinek avlamıyor. Sinek donuyor. O derece soğuk, karanlık.

Elektrikler yok, her yer zifiri karanlık.

Gebze’nin bir kısmı.. Fatih Devlet’in olduğu ışıklar. Kapkaranlık.

Çayırova Fatih Caddesi..

Bana Diyarbakır’da o akşamımı anımsattıydı.

**

“Hendek” vakaları sonrası, “Gidip görmem lazım…” diye kafayı taktıydım da bahane arıyordum.

20 Kasım 2016.. Yani sözünü ettiğim diğer vakadan 40 gün kadar önce..

Diyarbakırspor – Darıca Gençler Birliği maçı bahanesiyle soluğu Diyarbakır’da aldım.

“Gündüz gözüyle çok bir şey anlamayabilirim” diye de dönüş uçağım, 20.00 alternatifine rağmen 22.00.

Hava karardı, birkaç saat vaktim var ama her yer..

Diyarbakırlı bilir, bilen bilir.

Bir caddeler var, sanırsın Paris..

O caddeler zifiri karanlık. Yürümeye korkarsın.

CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı, Şekerpınar’da Şevki Demirci dönemi yatırımı –doğruydu yanlıştı ayrı mesele ama yatırımdı – olmasından sebep bu dönem,  “akışına bırakılan” uçağa, “Burada iyi korku filmi çevrilir” demişti ya!

Korku filmi seti misali..

Meydan, zifiri karanlık. Gezmeye korkarsın.

Karanlığın sebebi, karartma.

Malum, 08 Ağustos 2015 – 09 Mart 2016 arası “Hendek” sürecinin sona ermesinin ardından 8 ay kadar sonrası..

Çarşılarında geziyorum..

Önüme bir “kafe şatosu” çıktı.

Abartmıyorum. Kadıköy’de, Beşiktaş’ta, Bakırköy’de, Taksim’de görmedim öylesini.

Yatırımcısı, trilyonları görmüş, belli.

2-3 katlı, bir salondan diğerine geçişli bir kafe. Hatırlamıyorum ama galiba aynı anda 1000 kişi ağırlar..

Pazar akşamı.. Kimse yok. İn cin top oynuyor.

Sahibini buldum. Kendimi tanıttım.

Anlattı, anlattı…

Yaşı benden küçüktü galiba ama yaşadıklarından sebep, aslında büyüktü!

“Abi” dedim.. “Bu ne hal…”

Başım gözüm üstüne…” dedi.

“Ne zaman hayat normale döner..”

Bir iki sene daha geçer, en az…” dedi.

“Eee, ne edeceğiniz abi”..

Yanıt aynı. Hala tüylerim diken diken olur:

Başım gözüm üstüne..”

Ve biz.. Biz batılılar.. Yeri geldi mi ne yapıyoruz Diyarbakırlılar’a Güneydoğulular’a..

Sandıktan HDP çıktı diye..  “PKK… Tü kaa”

Hiç siyasete girmedim sohbette.

“Kime oy verdin?” de diyemedim. İrkildim. “Ya yanlış anlarsa..”

Bana sorarsanız, AKP’li tipi..

AKP’li tipi de, HDP’li olsa ne değişirdi sanki. İnsan değil mi?

Hele Bingöl.. Ah Bingöl..

Darıca’da sezonun ilk yarısında Darıca’daki maçın devre arasında Darıca’nın taraftar liderlerine çiçek verip, “İkinci maça bekleriz.. Gerekirse otobüsü biz gönderelim” yaklaşımından sebep

12 Bingölspor – Darıca Gençler Birliği bahanesiyle gidip gördüğüm Bingöl..

Gebze’nin doğusunda Dilovası’nda sünni kesiminin, batısında Tuzla İçmeler’de alevi kesiminin yurttaşlarımızın yoğun olduğu Bingöl.

Neyse.. Bir yorumdan bahane, onu da sonra anlatırım!

Şu anektodu da hatırlatma bazında eklemekte fayda var:

Demek ki neymiş: Futbol sadece futboldan ibaret değilmiş.

“Kafe şato”yu işleten abi, “En az iki sene geçer böyle” dediydi ya.

Farkındayım. Dört sene geçti.

3’ncü Lig başlarsa..

Bu sezon Darıca Gençler Birliği ikinci, Diyarbekirspor birinci grupta. Ama grupta Mardin Fosfatspor da var!

O esnaf abi, özlemiş midir beni. Sorsam hatırlar mı?

Mardin dönüşünü Diyarbakır üzerinden…

Kafamda deli düşünceler!

İşte unutuyoruz bütün bunları.

Ama naçizane unutmamak için, hafızada kalması için bence en iyi çözüm, gitmek görmek.

Naçizane ben, öyle yapıyorum..

Ama halkım, çok unutkansınız yaaa.!

Kenan Laçin’in bana yaptığı etiketlemede dikkatle bakıyorum.

Yahu biriniz bile..

Günümüz Gebze Belediye Meclis üyesi, dönemin AKP Gebze İlçe Başkanı Hasan Soba’nın..

Mahalle yanarken… (Devamını unutmuş olamazsınız!)

misali yaptığı, “Nükleer enerjiye karşı geliyorsun ama elektrik kesilince eşek gibi anırıyorsun”..

Sonradan tepkiler üzerine sildiği ama ahlaki fakirliğinden olsa gerek, iktidar partili bir de koskocamaaaan ama bence küçücük ilçe başkanı ya şakşakçı bolluğundan olsa gerek, halka bir özür bile lütfetmediği..

Yahu Gebze seçmeni..

Sırf bundan sebep hadi Büyükgöz’ün günahı neydi, belediye başkanlığında bas yine mührü ampule..

Ama hiç olmazsa mecliste..

Halka eşek deyip özür dilemeyenin o meclis listesinde ne işi var..” diye

AKP’yi belediye meclisinde hiç olmazsa, sandığa gömmedin ya..

Unuttunuz değil mi..

Çayırovalı’da unutmuş.

Dün akşamki sohbetlerde, hatırlatan yoktu.

**

Sevgili okur..

Bir eleştirinizin farkındayım. Çok uzatıyorum.

Eleştiriyi ciddiye alıyorum..

600 kelime bandıydayım.

Bağlıyorum.

Hasan Beyler..

Dün akşam Çayırovalılar..

12 Eylül hukuku gereği özelleştirilen Telekom’un şahsınızın da üyesi olduğu partisinin özelleştirme sonrası seyirciliğinde yatırım yapmaması ve eziyetin kralını çektirmesinden sebep..

Çocuklarının geleceğinden sebep bir “anırdılar”, bir “anırdılar” sormayın gitsin.

Halkımızın unutkanlığından sebep bugün Gebze Belediye Meclis üyesisiniz ya..

Hiç ama hiç hak etmediğiniz o makamdasınız ya..

Halkın unutkanlığından..

Milletvekilliği de mi alır mı idiniz Hasan Bey..”

… diyorum.

Tutsun, biri durdursun beni.

Başka da bi’şi demiyorum.