Elimden geldiğince, her tür okur tepkisine ve sorusuna yanıt vermeye çalışıyorum.
Tepki göstermek için ulaşmaya çalıştığını bilsem bile, tepki sahibinin ulaşamadığı gazeteci olmadım, olmayacağım.
En sinir olduğum tepkiler ise, haber veya yorum konusu ettiğim bir mevzuyu yazmadığıma dair eleştiriler. Muhatabım, gazete okuru değil ki yazıp yazmadığıma kanaat getirsin. Kaldı ki yazmışım…
Ancak bir süredir, sahadan, MHP haberi yapmadığım doğrudur. Bunun, bilinen ve yeni yeni toparladığım rahatsızlığımla ilgisi yok. Rahatsızlık öncesi de, öyleydim.
12 Eylül askeri darbesini 40’ncı yılına yansıyan etkileriyle kendi çapında sorgulamaya çalışıp tartışmaya açtığım, “Hava kurşun gibi ağır” ana başlıklı dizide dönemin tanıklarından, 1978 kuşağı ülkücü, MHP Gebze İlçe Başkanı Ferit Taşdemir’i de dizide ağırlamışlığım var.
Taşdemir’in sosyal medya paylaşımlarında da dönemin dava şehidi ülkücülere yönelik hassasiyetini yakalamak mümkün. Hatta ilçe başkanlığı döneminde, 1978 kuşağının yaşayan ülkücüleri ile ölmüşlerinin veya o dönemin dava şehitlerinin ailelerine onurluk vermişti. Davetliydim, gidip haberleştirmiştim.
Sahadan MHP haberi, hepi topu Ferit Taşdemir röportajı…
**
Ve o yıllar…
Cumhur İttifakı öncesi yıllar..
MHP’nin de yerel basında yer bulmakta zorlandığı, bu gazetenin de sütunlarını açtığı, söylemlerini dinleyip haberleştirdiğimiz yıllardı ve o yıllarda biz, abartmıyorum ben dahi MHP’liler için “İyi gazete, gazeteci” idik.
Ne zaman ki 20 Şubat 2018 tarihinde MHP, Cumhur İttifakı çatısında AKP ile birleşti.
Üstelik o birleşme, AKP’nin MHP’lileşeceği falan diye savunuldu ancak gel gör ki..
AKP teşkilatları hatta AKP’nin ötesinde hadleri olmamasına rağmen Adnan Köşker dâhil AKP’li belediye başkanları yerel basında ayrıştırmada sınır tanımadı ve “Akredite” uygulamaya başladı.
Hele ki Köşker dönemi Gebze Belediyesi..
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinliğinde dahi daveti, akrediteli liste üzerinden yaptı örneğin.
Cumhur İttifakı öncesi bölgemizde de MHP’liler siyasetleri ile anılırdı. Cumhur İttifakı sonrası bir dönem il başkanlığı da yapan Aydın Ünlü dahil ilçe başkanlarının çoğu, yöneticiler “siyaset ticaret” ilişkileri ile anılmaya başladı.
MHP’de çok adaylı, ilgili teşkilatın iradesine teslim edilen kongreler yerini aynı AKP kongrelerinde olduğu gibi teşkilat kongrelerinde bile aday adaylığına ve onlardan birinin genel merkez tarafından aday olarak atanıp, tek adayla seçime gidilen sözüm ona “kongreler”e bıraktı.
MHP; akredite de uydum akıllılığını sürdürdü.
Üstelik Türk Ocakları Gebze Şubesi’nin faal olduğu, her ay etkinliklerini davet üzerine takip ettiğim yıllardan tanıyıp bildiğim Serkan Kural’ın ilçe başkanlığı döneminde, MHP Gebze İlçe Teşkilatı kongreye akrediteli gitti.
O dönem gazetemizde çalışan Hanifi Surun, akredite listesinde yer almadığı için kapıdan geri çevrildi.
Kişiler bir tarafa, esas olan kurumlardır. Kurumlarda devamlılık esastır.
Bu gazete; bizlerin şahsında gazeteciler arasında akredite uygulayan, MHP Gebze İlçe Teşkilatı’nın kendisidir.
Hanifi Surun şahsında basını, “Akredite listesinde yoksunuz” diye kapıdan geri çeviren de MHP Gebze İlçe Teşkilatı’dır.
Bir süre önce gerçekleşen, yukarıda izah etmeye çalıştığım tip “kongre” ile ilçe başkanlığına “seçilen” Ali Yalsız’ın kişi olarak günahına girmek istemem. Kongreye, email mesajı ile davet edildim, edildik.
Ancak; MHP Gebze İlçe Teşkilatı’nın gazetemiz ve kim olursa olsun gazeteciler dahil; çağ ile örtüşmeyen akredite uygulamasından ötürü, bir özür borcu olduğunu ısrarla savunuyorum.
Ederler etmezler, kendileri bilir. Ayrı mesele.
Ancak özellikle sahadan (Servis edilen haberleri, değerlendirilmektedir) MHP haberi yapmıyorum diye atarlanan kesimi bir de akredite uygulayan dönemin ilçe başkanına, atarlanmaya davet ediyorum.
Cumhur İttifakı öncesi çatkapı ziyaretlerine dahi tanık olduğumuz MHP’den Cumhur İttifakı sonrası, “Kongre kapısından kovan” MHP’ye dönüşümünü de genel değerlendirmek lazım.
AKP’lileşme toplumun her kesimine giderek yaygınlaşmakta,
Bir kere daha tekrarlamış olayım: Sosyal medyadaki takipçim ve takipçisi olduğum MHP’lilerin bazıları içinde bulunduğumuz yerel seçim döneminde neredeyse AKP’lilerden daha çok AKP’li olup belediye başkan adayı tayin ederken bir Allah’ın MHP’lisi bile, “Bu dönem bu ilçede belediye başkan adaylığı MHP’ye verilmeli. Çatı MHP olmalı” demeyerek edilgenliğe şimdiden razı olmakta..
CHP’nin son il kongresi öncesi 12 ilçe başkanının Bülent Sarı şahsında tek bir adayı işaret buyurması da göstermektedir ki AKP’lileşme, Cumhur İttifakı dışına bile bulaşmaktadır diyorum.
Şimdilik, başka da bi’şi demiyorum.