Oysa böbrek bağışı bekleyen hastalarda, diyaliz gibi “köprü tedavi” denilen ve bekleme süresini uzatan bir yöntem var. Bu nedenle böbrek nakli bekleme listesi uzayıp giderken, karaciğer hastalarının sayısı hep aynı kalıyor. İstatistikler de bu iki grup arasındaki oranı çarpıcı şekilde gösteriyor; Türkiye’de kadavra organ bağışı listesine yazılıp bekleyen 23 bin böbrek, 2 bin 200 karaciğer hastası var. Kısacası; karaciğer hastaları zamanla yarışıyor. Bu yarışta yeterli bağış yapılmadığı için hastalar yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide yaşıyor. Oysa Türkiye’de yılda 1200 civarında beyin ölümü tespit edilirken sadece 4 kişiden birinin organları bağışlanıyor. Oysa beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin tamamının organları bağışlansa, insanlar hem bekleme listesinde hayatını kaybetmeyecek hem de ne böbrek ne de karaciğer için canlı vericiye ihtiyaç olacak.
Canlı karaciğer naklinde dünyada ilk sıradayız
Karaciğer fonksiyonunu yitirince tek bir tedavi seçeneği kalıyor; o da organ nakli! Kısa sürede nakil olmazsa birçok hasta kısa sürede hayatını kaybediyor.